Bizim kuşak çok sayıda olaylara tanıklık yapan bir kuşak.68 kuşağını çok bedel ödeyen bir kuşak olarak söylense de  biz 78 kuşağı darbeler, darbe girişimleri, depremler, toplumsal ayrışmalar, hastalıklar ekonomik krizler gibi onlarca yaşamışlığa tanıklık eden bir kuşağız.

Türkiye de ilk askeri darbe

Biz gözlerimizi askeri darbe sonrası açtık.1960 darbesinde Başbakan Adnan Menderes ile bakanlar Zorlu ve Polatkan idam ediliyordu.

Bizim ilk yaşadığımız deprem Gediz depremiydi. Gediz’de 976 kişi hayatını kaybederken 842 kişi yaralanmıştır

Eli kanlı terör örgütü PKK bizim çocukluğumuzda palazlanmaya başladı. Sonraki senelerde emperyalist devletlerin uşaklığı artıkça çok sayıda güvenlik güçlerimizi şehit edilmesini gördük.

12 Mart 1971 de darbe gördük biz. Süleyman Demirel Hükümeti istifa etti. 9 Mart 1971 darbe teşebbüsüne katılanlar ordudan tasfiye edildi. Reform Hükümeti kuruldu. Sıkıyönetim ilan edildi. Devrimci örgütlere yönelik Balyoz Harekâtı başlatıldı. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edildi

24 Kasım 1976 tarihinde Van’ın Muradiye ilçesi Çaldıran bucağı olan 7,5 büyüklüğündeki deprem. 3 bin 840 kişi öldü, 9 bin 232 bina hasar gördü

Ve 12 Eylül

. Başta ABD olmak üzere Emperyalist ülkeler ülkemiz üzerine tezgahladığı oyuna devam ediyordu. Toplumsal olaylar, ekonomik kriz ve özgürlüklerin budanması bitmiyor artarak devam ediyordu.

Sonuçta faşist darbeye zemin hazırlandı 12 Eylül 1980  de Kenan Evren başkanlığında darbe gerçekleşti .Darbede 650 bin  kişi gözaltına alındı, 230 bin  kişi askerî mahkemelerce yargılandı, cezaevlerinde ise işkence sonucu 171 kişi olmak üzere yaklaşık 300 kişi öldü, 15 s devrimci, 8 ülkücü genç  idam edildi, 2 milyona yakın kişi fişlendi.

Bu darbe sonrası Turgut Özal başkanlığında liberal ekonomiye geçildi.

Darbeler bazen açık ve alenen bazen de örtülü olarak sürdü. Bizim kuşak 1997 de bu kez post modern darbe ile tanış oldu.

28 Şubat sürecinde örtülü olarak olsa askerler yine yönetimde söz sahibi oldu.1997 senesinde   Necmettin Erbakan’ın başbakan, Tansu Çiller’in dışişleri bakanı ve başbakan yardımcısı olduğu dönemde post modern darbe ile tanışıyorduk.Başörtüsü krizi yaşanıyor ve tolum ikiye ayrılmaya devam ediyordu.

Gölcük Depremi

Bir tarafta darbeler, ekonomik krizler, toplumsal ayrışmaların yaşanmasına rağmen doğal felaketlerde boş durmuyordu. Bizim kuşak büyük depremleri yaşamaya devam etti.

İşte Dinar Depremi:

1 Ekim 1995’deki. 6.1 şiddetindeki bu depremde en çok sarsılan yer, Dinar ve yakın çevresi olmuştur. Burada, 90 kişi hayatını kaybetmiş; 243 kişi muhtelif derecede yaralanmış ve ayrıca yaklaşık 40 bin  konut da hasar gördü bu depremde.

17 Ağustos 1999 depremi tüm Marmara Bölgesi’nde, Ankara’dan İzmir’e kadar geniş bir alanda hissedildi. Resmî raporlara göre 17.bin 480 ölüm, 23.bin 781 yaralanma oldu. 505 kişi sakat kaldı.

12 Kasım 1999 Düzce’de 7,2 büyüklüğündeki depremde, 894 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 679 kişi yaralandı ve binlerce kişi evsiz kaldı.

Afet bitmiyordu. Bu kez 2002 de yine Afyonu vurdu deprem. Çay, Sultandağı, Bolvadin, Çobanlar, Şuhut, İscehisar ve Afyon şehir merkezinde etkili olmuş, 42 kişinin ölümüne ve 4400 yapının ağır hasar görmesine neden olmuştu

2003 Bingöl Depreminde 246 kişi öldü, 625 bina çöktü veya ağır hasara uğradı.

Kriz kaos felaket durmadı

2001, 2008 ekonomik krizler yaşadı bu kuşak. Mali bir depremdi o dönemler zengin daha zengin yoksul daha yoksul oluyordu bir gece alınan kararlar sonrası.

2013 gezi olayları yaşandı  İstanbul Taksim de ağaç kesme meselesinden başlayan kaos tüm ülkeye yayıldı.Günlerce sürdü.Olaylarda  697 güvenlik görevlisi yaralanırken, polis memuru Mustafa Sarı şehit oldu. Olaylar sırasında 1 i polis 8 kişi yaşamını yitirdi.

2014 de bu kez deprem değil doğa maden faciası ile intikam alıyordu bizlerden.

Soma da grizu patlaması sonrası  301 işçi hayatını kaybetti, 486 işçi ise çalışmalar neticesinde çıkarılabildi

Van da deprem oldu. 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 depremlerinde toplam 601 vatandaşımız hayatını kaybetti, 1.966 vatandaşımız yaralandı,

FETÖ Darbesi

10 Ekim 2015’te Ulus semtindeki Ankara Garı kavşağında düzenlenen bombalı intihar saldırısı oldu. 109 kişinin ölmesi ile Bu saldırı Türkiye tarihindeki en ölümcül intihar saldırısıydı.

2016 senesinde yine darbe girişimi yaşadık.  Ülkenin başta askeriye ve emniyet olmak üzere birçok kurumuna sızarak gerçek emellerini 15 Temmuz 2016’da açığa çıkaran ve 251 kişiyi şehit eden FETÖ’nün kanlı darbe girişimi, halkın birlik ve beraberliği sayesinde püskürtüldü.

Devletin içine yuvalanmış İçişleri Bakanlığı 41 bin 77, Milli Eğitim Bakanlığı 33 bin 716, Milli Savunma Bakanlığı 13 bin 410, YÖK/üniversite 7 bin 323, Sağlık Bakanlığı 7 bin 299, Adalet Bakanlığı 6 bin 994, Başbakanlık 4 bin 384, Maliye Bakanlığı 2 bin491.FETÖ mensubu işten atıldı.

KHK’larla en fazla rütbe sökme işlemi de yine Emniyet’te gerçekleşti. Buna göre, Emniyet’te 2 bin 549 kişinin rütbesi alınırken, bu sayı TSK’da 662 oldu.

Çıkarılan KHK’larla 2 bin 761 kurum ve kuruluş kapatıldı.

2018 de yine ekonomik kriz yaşadık.

Covid-19

Dünyayı saran salgında sokağa çıkamaz olduk. Okulları işyerleri kapattık. Evlere kapandık.

Bu salgından 101 bin 500 e yakın insanımız yaşamını kaybetti.Çok sayıda insanımız bu salgın sonrası kalıcı hastalıklarla mücadele etmek zorunda kaldı.Ayrıca ekonomik sıkıntılar had safhaya çıktı.

24 Ocak 2020 Elazığ depreminde 41 vatandaşımız öldü. 30 Ekim 2020’de İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında 6,6 büyüklüğünde depremde 116 kişi hayatını kaybetti, 1034 kişi ise yaralandı.

2021 yılında yine ekonomik krize gördük. Bu kriz 2022 de devam etti. İyi ve güzel bir yıl umuduyla girdiğimiz 2023 başında depremi gördük. Kahramanmaraş ve 10 ilde etkili olan deprem de şu ana kadar 50 bine yakın insanımız göçük altında yaşamını yitirdi.

Doğaldır ki bu deprem sonrası da yukarıda yaşadığımız felaket kaoslarda olduğu gibi bunu da atlatacağız.

2023 senesi aynı zamanda seçim yılı.2024 yılı da yerel seçim senesi.

Çok bedeller ödeyen ve ödemeye devam eden bir kuşak bizim 78 kuşağı…

Bir dönemde çok meşhur olan Fusun Önal’ın şarkısındaki sözlerle yazıya noktayı koyalım.

Neler/ Neler, neler, neler, neler/ Neler gördük biz

Neler çektik biz/ Ne derlerse desinler/ Bunlar da geçer…

Her şey rağmen tüm ödediğimiz ve ödeyeceğimiz bedellere karşın her umudumuzu kaybetmeyelim. Her daim umudumuzu yeşertelim

.İnanıyorum ki güzel günler güneşli güleç günlerde göreceğiz.

Mutlu ve aydınlık yarınlara…