Cumartesi sabahı saat 10 sıraları TV’de haberlere bakıyorum. On dakika sonra Ankara’da KESK, TTB, TMMOB ve bazı siyasi partilerin katıldığı ‘Emek Barış ve Kardeşlik’ mitinginde patlama olduğu ve 1 kişinin yaşamını yitirdiği anonsu geçiliyor.
Eyvah diyorum…
Daha önceki olaylardaki tecrübemden biliyorum ki bu sayı bir değildir. 14-15 bin kişinin olduğu alanda 2 saniye aralıkla TNT’li bomba patlamasında yaşamını yitiren sayısı 20’ye çıkıyor. Sonra artıyor artıyor artıyor.
Şuanda 96 barış, kardeşlik ve emek diyerek yola çıkan kişi hayatta değil. Yaralı sayısı 200’lere ulaşmış.

İLK AŞAMADA SİS BOMBASI SESİ ZANNETTİK
Pazar sabahı KESK’e gidiyorum. Olayı bizzat yaşayanlardan dinliyorum ve kanlı cumartesiyi. İşte anlatılanlar:
“Cumartesi sabahı saat 04.00 civarı 45 arkadaşımızla bir otobüs yola çıktık. KESK’e bağlı üyelerimiz mühendisler ve öğrenciler vardı otobüste. Ankara’ya ulaştık. 09.00 gibi Tren Garı önündeyiz. Bu aşamada hiç kontrol edilmedik. Bazı mitinglerimizden hatırlarız. Bazı zamanlar Afyon çıkışında Ankara girişinde GBT kontrolü olur. Bu kez olmadı. Kötüye de yormadık. Alanda 2 trafik polisi aracı ve 5 polis dışında kimse yok. Gar girişinde kortej olup miting alanına girince kesin kimlik kontrolü yapılır. Afyon grubu Genel Merkez yöneticileri arkasından -A- harfi başta olduğundan miting alanına gidecek kortejin başında yer alır ve yine öyle oldu. 10.04’de bir ses duyduk. 4 saniye sonra aynı sesi yeniden duyduk. Durduk arkamıza baktık. İlk aşamada sis bombası sesi zannettik. Çünkü hiç bomba sesi duymadık ki. Biz eğitimciyiz bomba ve sesi ile ilk kez tanıştık.100 metre gerimiz kan gölüne dönmüş. Ölenler yaralılar. Ölenlerin emek, barış ve kardeşlik flamaları ile üzerleri örtülüyor. Yaralılar çevredeki araçlarla taşınıyor. Tam bir can pazarı. 20-25 dakika sonra seri halde gelen ambulansları gördük. Eğer panik oluşmuş olsaydı kaybımız 2 katına çıkardı. Herkes sakin şekilde yaralılara yardım etmeye çalıştı.”
İşte Afyon ekibinin anlattığı özetle böyle.

TERÖR İNSANLIK SUÇUDUR
Bir gün önce sözüm ona mafya lideri Rize’de miting yapıyor. ‘Oluk oluk kan akacak’ diyor. 24 saat geçmeden oluk oluk kan akıyor.
Bu ülkede her zaman bedeli solcular devrimciler ödüyor. Ödeyecek.
1977 yılı 1 Mayıs’ında emekçiler Taksim alanında topluca öldürüldü. Sivas’ta 37 aydın cayır cayır yakıldı. 3 yıl önce Gezi olaylarında 17 insan öldürüldü, onlarcası sakat kaldı. Daha dün Suruç’ta Diyarbakır’da katliamlar.
Terör kimden gelirse gelsin insanlık suçudur.
Terör öyle bir an gelir kendine hizmet edenleri dahi boğar. Sağı solu olmaz terörün. Bizdeni sizdeni olmaz. Bakın zaten bir yangın yerinin ortasında Türkiye. Burada doğru politikalar ile bu yangından uzak durmak. Bu belayı sıçratmamak gerekiyordu. Atalarımızın bir sözü vardır: “Köpeğe dalanmak yerine çalıyı dolanmak lazım.” Eğer bu yangın yerinin bulaşırsanız bu alev bize de sıçrar. Sıçradı
Emperyalistler arasındaki güç savaşında kendi başımızdaki PKK belası dururken orada taraf olmak köpeğe dalanmaktır. Daladı.

OLAY TARİHE ‘KARA AN-KARA’ OLARAK GEÇTİ
Bu olayı IŞID-DAİŞ-vb vb. Kimse kim?
Bu olaylar olmadan gerekli önlemler alınması lazım.
Çünkü devlet insanın can ve mal güvenliğini korumak ve gözetmekle sorumlu bir kurumdur.
İşte aylardır PKK terörü ile 150’ye yakın şehit veren ülkemiz böylesi büyük katliamla baş başa bırakıldı.
Bu olay ‘Gezi direnişine’ atılan bir bombadır.
Korkutmak
Sindirmek
Ürkütmek
Adına yapılan bu terörü kınıyorum. ‘Emek, kardeşlik, özgürlük hemen şimdi’ diye yola çıkan ve yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diyorum.
Ülke tarihine bu cumartesi ‘kara An-KARA’ olarak yazıldı.
Unutmayalım ki tarihin en güzel yerinde son sözü inanan ve direnenler söyler.