Ana yüreği Benim annem 85 yaşında şükür ki sağ. Fırsat buldukça yanına gidiyorum. Odaya girdiğimde ya Kuran’ı Kerim okuyor oluyor. Ya tespih çekiyor ya da mutfakla bir şeyler ile oyalanıyorken görüyorum. Evde televizyonu hiç açmaz. Rahmetli babam olduğu zamanlarda birlikte haber izler bir iki dizi seyretmek için televizyon açılırdı annemin evinde. Babam öldükten sonra hiç […]
Ana yüreği
Benim annem 85 yaşında şükür ki sağ.
Fırsat buldukça yanına gidiyorum. Odaya girdiğimde ya Kuran’ı Kerim okuyor oluyor.
Ya tespih çekiyor ya da mutfakla bir şeyler ile oyalanıyorken görüyorum. Evde televizyonu hiç açmaz. Rahmetli babam olduğu zamanlarda birlikte haber izler bir iki dizi seyretmek için televizyon açılırdı annemin evinde.
Babam öldükten sonra hiç açılmadı.
Odaya girdiğimde hemen elindeki bastona yaslanarak ayağa kalkar. Sarılır, koklar, sırtımı sıvazlar ve defalarca öper.
İnanın bu her gidişimde bu tekrarlanan bir olaydır.
Nasıl bir sevi nasıl bir duygu anlamak zor
Sonra eskilerden yenilerden sohbete başlarız. Dikkatlice yüzüme bakar. Giydiğin giysiyi gözleri ile kontrol eder. Saçlarıma ak düşmesini dert eder.’0n çocuk ile mağarada mı kaldın oğlum? Her yanı iki evladın var Allah bağışlasın. Elleri de ekmek tuttu. Yeter yorma kendini ‘ diyerek koruma ve sahip çıkma duygusunu belli eder.
Saçı ve sakalın uzun ise kızar.’Kes şunları atan da sakal,uzun saç gördün mü.Bak biraz kendine bak’ der.
Şunu anlıyorum ki…
Annemin 7 torunu var. İki gelin ve bir damadı var. Hiç birisi kendi çocuklarının yerini tutmuyor. Biz üç kardeşiz bazen sorarım.’En çok hangimizi seversin ‘diye. Çok zekice cevap alırım.5 parmağını açar.’Her yanı üç çocuk oğlum.Şu parmaklardan hangisini kessen acımaz.Hepinizin yeri ayrı’ der.
Pazar günü Anneler Günü. Belki yüzlerce sıradan bir gün gibi gelebilir birçoğumuza ama anne veya ana’nın yeri çok ayrı.
İnsan yaşamı boyunca en çok birlikte olduğu varlıktır anne.
Öyle ki bir toprağın filiz vermesi gibi 9 ay karnında taşır sizi büyük bir zevk ve gururla. Kokusunu, suyunu verir. Doğum sonrası hep yanınızda yer alır.
Bütün huysuzluklarınızı, öfkenizi ilk ona yansıtırsınız.
Delilik çağlarımızın en çok tepinme alanıdır annelerimiz…
Bağırırsınız, tepki gösterirsiniz, eleştirirsiniz, suçlarsınız…
Kahkaha atarsınız…şımarırısınız…gözyaşı dökersiniz bunların ilk tanığıdır Anne.
Size kimi zaman susarak, kimi zaman kızarak tepki verse de en güvenli alandır anne yüreği.
Güven demektir anne: İlk adım attığınızda yanınızda o vardır. O ilk adımı atarken bilirsiniz ki düşerseniz o tutacaktır seni. İşte ilk güven hissi anne ile başlar.
Hayata ve insanlara karşı duyduğumuz güvenin perde arkasında annemiz vardır.
Anne demek kocaman bir yürek demektir. Anne-evlat ilişkisi, yüreklerin buluşma yeridir.. Yüreğinin her hücresinde evladı saklıdır biz o yüreği incitsek de sever; hoyratça davransak da sever; hatırını sormasak da sever…
Severken ise hiç keşkeleri yoktur anne yüreğinin.
Bir kıssadan hisse ile yazımıza noktayı koyalım.
Evin telefonu sabaha karşı üç buçukta çalar.
Uyku sersemi olan adam telefonu açar.
Telefondaki ses… Annesine ait. Adam telaşlanır korkar acaba başına bir şey mi geldi?diye.
Anne ‘Nasılsın oğlum iyi misin’ diye sorar.
Oğlu ’İyiyim iyiyim de hayırdır anne bu saatte bir şey mi oldu?’
Annesi ‘Sağ ol evlat bir şeyde yok. Şükürler olsun iyiyiz’ der.
– ‘Ya anne bunun için mi aradın gecenin üç buçuğunda yarın da konuşurduk ama değil mi? ‘
– ‘Rahatsız mı ettim evlat ?’
– ‘ Evet Anne, Biraz öyle oldu galiba ‘ deyince
Anne ‘ 30 sene önce sende beni tam bu saatte uyandırıp rahatsız etmiştin ama.Neyse doğum gününün kutlu olsun oğlum’ diyerek telefonu kapatır.
Tüm anneler gününüz olsun.
Annesi sağ olan okuyucularım;
Bugün annenize gidin o kokuyu bir kez daha koklayın.
Ayaklarının altında olan cennet olan annemize sevgi ve minnetlerini iletin.
Unutmayın ki siz o olduğu için varsınız….