Pazar sabahı erken saatlerinde Şuhut’ta oturan ve Muhtarlar Derneği Başkanı olan ağabeyim Fevzi Akar aradı. -‘İsmail Ahmet Hoca vefat etmiş’ duydun mu’ Bir süre yutkundum.Söyleyecek kelime bulamıyordum.1976-78 yıllarda ağabeyim ve benim Kimya dersine giriyordu. Ahmet Hoca adı öğretmen olmasından geliyordu. Ahmet Toptaş Ankara Yüksek Öğretmen Okulu sonrası Ankara Üniversitesi Fen Fakültesini bitirdi. Şuhut İlçesine Kimya […]
Pazar sabahı erken saatlerinde Şuhut’ta oturan ve Muhtarlar Derneği Başkanı olan ağabeyim Fevzi Akar aradı.
-‘İsmail Ahmet Hoca vefat etmiş’ duydun mu’
Bir süre yutkundum.Söyleyecek kelime bulamıyordum.1976-78 yıllarda ağabeyim ve benim Kimya dersine giriyordu.
Ahmet Hoca adı öğretmen olmasından geliyordu.
Ahmet Toptaş Ankara Yüksek Öğretmen Okulu sonrası Ankara Üniversitesi Fen Fakültesini bitirdi. Şuhut İlçesine Kimya Hocası olarak atandı.
Şuhut İlçesinde bizim kuşak gençlere gerçek anlamda hocalık yaptı.Okulu bırakan gençleri tek tek Şuhut İlçesinde tesbit etti.
Bu gençlerle konuştu.Parası olmayanlara para verdi.Bir çoğunu tekrar okula başlamasına öncülük etti.O kişiler sonraki senelerde meslek sahibi oldu ve şu anda emekli olarak yaşamlarına devam ediyor.
Ahmet Toptaş Şuhut’tan Sandıklı ya geldi.Bizim Kimya dersine girmeye başladı.Ders verirken toplumsal olayları da anlatıyordu.
Halkın çok büyük bir kısmının ezildiğini bir avuç burjuva nın ülke kaynaklarını götürdüğünü dile getiriyordu kimya dersinde.
Tahtaya tebeşirle bir küçük daire çizdi.Onun yanında ise büyük bir daire.
-Bakın çocuklar bu büyük daire halk.Minik olan ise burjuvazi.
Bu yüzde 10 luk kesim ülke kaynaklarının yüzde 80 ni alıyor.Kalan yüzde 90 halk ise sadece yüzde 20 kaynaklarla yetinmek zorunda kalıyor.
Adil olmayan gelir dağılımını anlatıyordu.
Ahmet Toptaş Sandıklı Lisesinde öğretmenliğe devamında Ankara Hukuk Fakültesini bitirdi.
Avukatlığa başladı.
1981 yılında başladığı avukatlığa 30 yıl devam etti. Bu esnada 1984 yılında ekip arkadaşları ile ‘Sandıklı Postası’ gazetesini kurdu.Gazetede Yazı İşleri Müdürüydü ve her hafta köşe yazısı yazdı.
O dönem gazete faşist darbeye karşı cesurca habercilik yapıyordu.Her hafta yapılan haberlerden dolayı soruşturma acılıyor bu soruşturmalarda Toptaş gazeteyi savunuyordu.
Gazete ile birlikte SHP de aktif siyasete başladı. SHP İlçe Başkanı sonra SHP İl Başkanı oldu.
Tanık olduğum bir olayı nakledeyim:
Afyonkarahisar da bir salonda SHP kongresi yapılıyor.İki liste çıktı.Adaylar ve taraftarları kürsüde projeleri anlatıyor.
Bir siyasetçi çıktı.Mevcut İl Başkanı Ahmet Toptaş’ı hedef alarak dedi ki
’Böyle İl Başkanı ve yönetimi olmaz.İle Vali atandı.Bu başkan ve yönetimi bu Vali’ye hayırlı olsun ziyareti bile yapmadı.’
O dönem Ali Sakallı isimli bir Vali Kütahya Emniyet Müdürü iken Afyonkarahisar Valiliğine atanmıştı.Nokta dergisinde ise işkence yaptığı haberleri yer alıyordu.
Toptaş söz alıp kürüye geldi.’Evet Vali’yi ziyaret etmedim.Çünkü ben işkenceçi Vali’nin elini sıkmam’ diyerek dergiyi gösteriyordu.
Salon ayağa kalktı.Alkışlar inledi.
Ertesi gün tüm gazetelerde bu haber manşetten çıkmıştı.
Ahmet Hoca; İki dönem SHP milletvekili adayı olarak birinci sıradan ön seçimde çıktı.Birisinde ülke barajı diğerinde ise il barajına takıldı.Milletvekili olamadı.
Sonrasında SHP birleşip CHP olmuştu.Ve Deniz Baykal da CHP Genel Başkanıydı.
.Deniz Baykal ile yıldızı barışmıyordu.Köşesine çekildi ve bekledi.
2011 seçimlerinde CHP Milletvekili adayı oldu.
Ön seçimde en yakın rakibine 1000 den fazla fark atarak birinci sırayı aldı.
CHP nin Halil Ünlütepe vekil seçildiğinde aldığı oy 40 bin civarı.
Ahmet Toptaş Afyonkarahisar,ilçe köy ve beldeleri karış karış gezdi.
40 bin oyu 70 binlere çıkardı.
Bu oy CHP nin Afyonkarahisar da bundan sonraki seçimlerde dahil aldığı en yüksek oydu.
Çünkü her gittiği yerde sağcısı solcusu bir insana bir öğretmene bir gazeteciye bir yoksulların avukatına bir halkın çocuğuna sahip çıkmıştı.
En son görüşmemizi paylaşarak yazıya noktayı koyalım.
Geçen yıl Ekim ayları.Ahmet Hocam telefon açtı.
-İsmail Muhasebe de isen kahvemi hazır et geliyorum’
Geldi.İki saate yakın konuştuk.O bizim hocamızdı.O bir deryaydı.Siyasette yaşadıklarını kırgınlıklarını sevinçlerini anlattı.O anlattı ben dinledim.
Yoldaştı Yol gösteriyordu. Hocaydı. Siyaset ve hayat dersi veriyordu.
Önderdi.Cesurdu.Yılmadan davası uğruna mücadele etti.
Bazı zamanlar yolunda yalnız kaldı.Bazı zamanlar alanlar salonlar Ahmet Toptaş diye inledi.
Bir öğreti bıraktı ve eyvallah diyerek veda etti.
Öğretisi umuttu.Geleceğin aydınlık olmasıydı.Halka güvenmekti. Her daim Halkın yanında olmaktı.
Erkendi Hocam.O gün ofiste söylediğin gibi.Bu ülke ve ülkenin namuslu insanları güzel daha güzel günler görecek.
Bir yıldız kaydı. Allah rahmet eylesin…
Mutlu ve aydınlık yarınlara…