passo
Biz bu filmi görmüştük

Biz bu filmi görmüştük

Hafta başı yeni bir film girdi vizyona. Yazılan senaryoya göre aktörler oynuyor necip Türk Milleti ise seyrediyor. Hatırlatalım İktidar adıyla Paralel Yapı, kamuoyunda ise Fetullahçılar ya da Cemaat’e yapılan operasyon. Baskınlar, aramalar, gözaltılar, sorgular… AKP ile Cemaat arasındaki sıkı işbirliğinin sonucu, bu ülkenin namuslu askerlerine, gazetecilerine, akademisyenlerine, siyasetçilerine, aydınlarına tuzaklar kuruldu, iftiralar atıldı. O dönemlerde […]

Hafta başı yeni bir film girdi vizyona. Yazılan senaryoya göre aktörler oynuyor necip Türk Milleti ise seyrediyor.

Hatırlatalım İktidar adıyla Paralel Yapı, kamuoyunda ise Fetullahçılar ya da Cemaat’e yapılan operasyon.

Baskınlar, aramalar, gözaltılar, sorgular…

AKP ile Cemaat arasındaki sıkı işbirliğinin sonucu, bu ülkenin namuslu askerlerine, gazetecilerine, akademisyenlerine, siyasetçilerine, aydınlarına tuzaklar kuruldu, iftiralar atıldı.

O dönemlerde susturma ve sindirme operasyonu kapsamında yüzlerce yurtsever, sahte belgelerle, gizli tanıklarla, yasa dışı dinlemelerle, darbeci ilan edilerek ağır cezalara çarptırıldı.

Hukuk ayaklar altına alınarak insanlar yıllarca zindanlara atıldı.

İnsanların hayatı karardı. Aileleri perişan oldu. Bazıları cezaevlerinde yaşamını yitirdi.

Örgütün kasası diye lanse edilen Kuddusi Okkır 65 kilo girdiği cezaevinde 45 kiloya kadar düştü. Orada öldü.

Para kasası dedikleri Okkır’ın cenazesini belediye kaldırdı.

 

KARA KEDİ MİT VE AÇILIM POLİTİKASIDIR

‘Beraber yürüdük biz bu yollarda’ şarkıları ile ortaklığa devam eden, iktidar cemaat ekibi, bu olaylar yaşanırken,“Hukuki süreç işliyor. Sabırlı olun. Yargıya güvenin” diyordu. Muhaliflerin isimlerini yalakalar ve emir kulları sözde aydın ve gazeteciler TV ekranlarına çıkarak sayıyor, gazete sayfalarında manşetten hedef gösterilmeye devam ediliyordu.

Haksızlık, hukuksuzluk, iftira ve kumpas aylarca, yıllarca sürdü.

Bakın yapmayın…’Bu adalet değil. Hukuk değil. ‘Bir gün çiğnediğiniz hukuk size de lazım olacak’ diye feryat edenlere kulaklar tıkandı.

Sonra.

Araya kara kedi girdi.

Buradaki kara kedi MİT ve açılım politikasıdır.

 

17 VE 25 ARALIK KARA BİR LEKEDİR

Güç zehirlenmesi yaşayan cemaat ile aynı durumdaki Başbakan ve hükümet karşı karşıya geldi.

Kılıçlar çekildi. Kirli bavul açıldı.

Bavuldan ayakkabı kutuları…

Para sayma makineleri,

Para kasaları,

Milyon dolarlık saatler…

Sıfırlanmaya çalışılan uero…

Çikolota kutularında dolarlar…

Görüntü ve ses kayıtlarında ise Başbakan, 4 bakan ve bunların mahdumlarının yanı sıra sözde işadamı bir İranlı da vardı.

İşte 17 ve 25 Aralık 2013 tarihleri ülke siyasi tarihine kara bir leke olarak kazındı.

Hükümet bu iddiaları bize kumpas kuruluyor hamlesi ile geri püskürtmeye çalıştı.

Hakimler savcılar değişti yetmedi, HSYK, Yargıtay, Danıştay üyeliklerine takviye edildi. Polisler, emniyet amiri, emniyet müdürleri görevlerinden uzaklaştırıldı.

 

SUSANLAR ŞİMDİ BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ DİYOR

Ve yolsuzlukların 1. yıl dönümünde, 14 Aralık günü düğmeye basıldı.

Doğu ve Güneydoğu’da bir avuç cemaati olan 66 yaşındaki Mehmet Doğan (yüzde 90 görme özürlü) adındaki kişinin El Kaide ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle yine Balyoz Ergenekon da olduğu gibi sahte delil ve belgelerle tutuklanmasını sağlayan Fetullahçı ekip gözaltına alındı.

Aralarında Zaman Gazetesi Ekrem Dumanlı ile Samanyolu TV Genel Müdürü Hidayet Karaca da var.

Basın mensupları olunca bir feryat başladı. “Basın özgürlüğü, özgür basın susturulmaz” diye.

Peki, onlarca muhalif gazeteci gözaltında iken aklınız nerdeydi beyler? Tek bir haber yaptınız mı gazete, televizyon ve radyolarınızda…

 

CEMAATLER ZEKAT YÜZÜNDEN Mİ BİRBİRİNE GİRDİ?

Bu arada meraklıları için yazalım, Tahşiyeciler ile Fettullah cemaati arasındaki fark şu:

Tahşiyeciler zekatın kişiye verilmesi gerektiğini, kuruma zekat verilemeyeceğini söylüyor. Gülen Cemaati buna karşı çıkıyor.

Tahşiyeciler dinler arası diyaloğa karşı olduklarını belirtiyor.

Diyalog yanlısı Gülenciler’e dinsiz diyorlar.

Fethullah Gülen’in Nur risalelerine ters mana verdiğini, tahrif ettiğini iddia ediyorlar.

Bir dönem can ciğer kuzu sarması olan süt kardeşler artık kanlı bıçaklı düşman olmuştu.

 

HER TÜRLÜ YARGISIZ İNFAZA, HUKUKSUZLUĞA KARŞI OLMAK LAZIM

Bizim Anadolu da özellikle genç kızları olanlar için söylenen bir söz vardır. ‘Çalma elin kapısını, bir gün olur çalarlar kapını’ diye.

Biz bu filmi daha önce görmüştük demiş olsak dahi.

Kime kimlere nereden ve nasıl gelirse gelsin her türlü yargısız infaza, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı olmak lazım.

Unutmayalım ki;

‘Hukuk bir gün olur size de lazım olur!’

Biz herkesin hukuk önünde eşit olduğu ve yargısız infaza tabi tutulmadığı bir ülkeden yanayız…

Mutlu ve aydınlık yarınlara…

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Yorumlara Kapalıdır