passo
DEĞİŞEN BİRŞEY YOK

DEĞİŞEN BİRŞEY YOK

Talat Sait Hamlan. Çok eski yıllardan bu yana tam bir kültür ve bilim adamıydı. Birkaç yıl önce vefat etti. Bu tür insanlara yeterince değer veriyor muyuz sorusuna kafamızda ve yüreğimizde cevap aramamız gerekmez mi? Türkiye’nin ilk Kültür Bankıydı. Araştırmacı, yazar ve şairdi. TRT’de yakın tarihe kadar iki arkadaşıyla kültür programları yaptı. Birçok eseri geride bizlere […]

Talat Sait Hamlan.
Çok eski yıllardan bu yana tam bir kültür ve bilim adamıydı.
Birkaç yıl önce vefat etti.
Bu tür insanlara yeterince değer veriyor muyuz sorusuna kafamızda ve yüreğimizde cevap aramamız gerekmez mi?
Türkiye’nin ilk Kültür Bankıydı.
Araştırmacı, yazar ve şairdi.
TRT’de yakın tarihe kadar iki arkadaşıyla kültür programları yaptı. Birçok eseri geride bizlere bıraktı.
Dolu dolu yaşadı, dolu dolu göçüp gitti.
Bu tür insanlar ayrı ayrı birer değerdir.
Bizler bu değerlerin ya ölümüne yakın, ya da öldükten sonra farkına varıyoruz. Bazılarına hiç yaşamamış gibi davranıp kendimizi aldatıyoruz.
Sadece Talat Sait Hamlan için söylemiyorum. Yanımızda, yöremizde yaşayan binlerce insan bu yüzden körelip gidiyor. Onlara, hatta ve hatta aykırı insanlarmış gibi davranıyoruz.
Talat Hoca, yıllar önce 1970’li yıllarda, ‘Eski Uygarlıkların Şiirleri’ adında İş Bankası kültür yayınlarından bir kitap yayınlamıştı.
Bu kitap 6000–7000 yıllık insanlık tarihini işliyordu.
Sümerler, Akatlar, Babilliler, Mısır, Fenike, Eski Türkler, Araplar, Acemler ile ilgili yüzlerce şiiri, söylemi içinde barındıran, adeta insanlık tarihini adım adım bizlere aktaran, anlatan şiirlerdi.
Büyük bir özenle Türkçeye tercüme edilmiş bu şiirlerde insanlığın özeti veriliyordu.
5000 yıl önce insanlar, savaşlar, usulsüzlükler, yolsuzluk, hırsızlıklar deryasında yüzüyordu.
Bugün neyse binlerce yıl öncede insanlığın refah dönemleri olmuştur. Aç, biilaç, ölümün kol gezdiği savaşlarda binlerce insanın katledildiği olaylar yaşanmıştır.
O yıllarda insanlar cahil, bilgisizdi, değerler yüzce değildi belki ama bugün medeniyetin zirvesindeyiz dediğimiz 21.asırda değişen ne var?
Irak’ta, Suriye’de, Avrupa’nın göbeğinde, Afganistan’da hatta ülkemizde bir hiç uğruna masum insanlar ölmüyor mu?
Dünya nüfusunun ürettiği toplam milli geliri dünyanın birkaçı paylaşmıyor mu? Hatta bu gelirin yarıdan fazlasını birkaç kişi paylaşırken, açlıktan milyonlarca insan ölmüyor mu?
İklimlerin, denizlerin, bitki ve hayvanların, hastalıklarla insanların dengelerini bozmuyor muyuz?
Dünyayı, biz insanlara verilen onca dünyevi nimeti kendi ellerimizle bozup, ondan sonra birbirimizin gırtlağına sarılmıyor muyuz?
Allah’ın yarattığı en kutsal varlık olan insan, nasıl bu kadar aşağılaşıp canavarlaşabiliyor?
Barış varken savaşı tercih edebiliyor.
Bir tarafta obeziteden ölen insanlar varken, açlıktan ölen insanları nasıl görmezden gelebiliyorlar?
Dünyanın bugüne kadar tarihte gördüğü en zengin insan Karun’dan bahsederler. Hazinelerinin anahtarlarını bin deve çekermiş. Nereye gitti bu ve benzeri insanlar?
Allah’ın bize bahşettiği en büyük nimet olan akıl herhalde başımızda değil.
O’nu tüm insanlık yeniden yerine koymalıdır.
Yıldırımlar, şimşekler, volkanlar, depremler, sel felaketleri, salgın hastalıklar, kutupların erimesi, hayvan ve bitki türlerinin yok olmasını bir düşünün.
Talat Hoca bu şiirlerde bana bunları hatırlattı.
Şiir okumak insanı alkolik yapmıyor.
Düşünce dünyamızı, ufkumuzu genişletiyor.
Beklemeyin kurtarıcıyı.
Dünyaya yeni bir Muhammed gelmeyecek. Çünkü O kurtuluşun anahtarını bırakıp 1400 yıl önce gitti. Ve bir daha peygamber ve yeni bir inanç sistemi gelmeyecek.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Yorumlara Kapalıdır