Gün FM’de yayınlanan Basın Odası programında deprem konuşuldu. Gazeteci İsmail Akar’ın hazırlayıp sunduğu programa Gazeteciler Ahmet Tunca, Polat Yılmaz ve Ertuğrul Sevim katıldı. Binalara oturma belgesi verilmesi lazım Son 20 yıllık süreçte 9 kez imar barışı yapıldığını kaydeden Gazeteci İsmail Akar, “İmar affı ruhsatı olmayan yapıları bina statüsüne taşıyor. 62 yıl önce Şili’de 9,5 şiddetinde […]
Gün FM’de yayınlanan Basın Odası programında deprem konuşuldu. Gazeteci İsmail Akar’ın hazırlayıp sunduğu programa Gazeteciler Ahmet Tunca, Polat Yılmaz ve Ertuğrul Sevim katıldı.
Binalara oturma belgesi verilmesi lazım
Son 20 yıllık süreçte 9 kez imar barışı yapıldığını kaydeden Gazeteci İsmail Akar, “İmar affı ruhsatı olmayan yapıları bina statüsüne taşıyor. 62 yıl önce Şili’de 9,5 şiddetinde bir deprem meydana geldi ve 500 km alanda etkiliydi. Yani Maraş depreminin 20 katı fazlaydı. Toplamda 5 bin kişi yaşamını yitirdi. Sonra yapılan çalışmalar neticesinde Şili’de bu konuda önemli yol kat edildi. 13 sene önce ki Şili depremi 9,2 şiddetindeydi ve 500 kayıp oldu. Bizim de depremlerden ders almamız lazım. Aslında bu depremde de anladık ki deprem değil bilgisizlik, denetimsizlik, vurdumduymazlık, umursamazlık ve imar aflarından çıkan enkazın altında kaldık. Aynı araçlarda olduğu gibi binalarda da yeterlilik belgesi alınmalı. 8-10 yıllık süre içinde binalar kontrol edilmeli. Oturmaya uygunluk belgesi verilmeli. Bu konu hayata geçirilmeli” diye konuştu.
Depremler kulağımıza küpe olmalı
Depreme karşı daima hazırlıklı olunması gerektiğini söyleyen Gazeteci Ahmet Tunca, “Yaşanan depremler kulağımıza küpe olmalı ve tedbirler almalıyız. Birçok dünya ülkesi depremlerden ders alıyor ve depreme hazırlıklı yakalanıyor. Böylece az hasar meydana geliyor. Depreme kader deyip geçemeyiz. 99 depremi sonrası yönetmelik çıktı ama uygulamada çok yol alınmadı. Ahlaklı hareket edilmeli. Depremde arama-kurtarma çalışmaları için ülkemize gelen yabancı arama-kurtarma ekiplerine de teşekkür ederiz. Allah bir daha benzer acılar göstermesin” dedi.
İşbaşına gelenler ideolojik davranmamalı
Depreme dair hiçbir şey yapılmıyor fikrinin doğru olmadığını söyleyen Gazeteci Polat Yılmaz, “Ama gereken de tam anlamıyla yapılmıyor. Maalesef işbaşına gelenler ideolojik davranıyor. Mesela son depremin meydana geldiği illerde tarih boyu depremler yaşanmış. Neden hazırlıklı değiliz? Depreme dayanıksız evlerde insanların neden oturmalarına müsaade edildi? 99 depremini hatırlayalım. Bu deprem sonrası meydana gelen haritayı görmek lazım. Depremde görevde olan partiler baraj altında kaldılar. Bu son depremin de toplumsal, siyasal ve ekonomik sonuçları olacaktır. Son olarak neden sahra çadırları hazır değildi? Bunu da sormak lazım” şeklinde değerlendirmede bulundu.
Ülkemiz dünyada en fazla deprem olan 4. ülkesi
Tarih boyu Anadolu’da birçok yerde depremler meydana geldiğini anımsatan Gazeteci Ertuğrul Sevim, “Birçok şehir deprem neticesinde başka yerlere taşındı. Örneğin İstanbul’da meydana gelen deprem sonrası ahşap binalara geçilmiş. Bunun da olumsuz tarafı yangınlarla baş edememek olmuş. Bizim ülkemiz dünyada en fazla deprem olan dördüncü bölgede bulunuyor. Deprem hep var. Buna karşı önlem almak zorundayız. Depreme uygun yapı tekniği geliştirmeliyiz. 99 sonrası deprem yönetmeliği çıktı. Son depremde bu yönetmeliğe uygun olan binalar ayakta kaldı veya az hasar aldı. Dolayısıyla yarın deprem olacak gibi hazır olmalıyız” dedi.