16 yıldır İktidar olan Ak Parti son aylarda ekonomik anlamda en zor günlerini yaşıyor ve yaşatıyor.’ Koalisyonlardan çok çektik.’ Hükümetlerin ömürleri kısa sürüyor sürekli seçim yapılıyor’ eleştirileri ile ‘istikbal ve istikrar’ ‘Üstünlerin hukuku değil Hukukun üstünlüğü’ vaatleriyle seçmen huzuruna çıkılmıştı malum üzere. Şimdi her sene seçim yapılan bir ülke olduk. Ve bu sefer seçim öncesi […]
16 yıldır İktidar olan Ak Parti son aylarda ekonomik anlamda en zor günlerini yaşıyor ve yaşatıyor.’ Koalisyonlardan çok çektik.’ Hükümetlerin ömürleri kısa sürüyor sürekli seçim yapılıyor’ eleştirileri ile ‘istikbal ve istikrar’ ‘Üstünlerin hukuku değil Hukukun üstünlüğü’ vaatleriyle seçmen huzuruna çıkılmıştı malum üzere.
Şimdi her sene seçim yapılan bir ülke olduk.
Ve bu sefer seçim öncesi koalisyonlar ve ittifakları görüyoruz.
İstikrar yok.Gelecek kaygılı.Hukuk hak getire…Tüm bunlara ekonomi SOS vermeye başladı.
İnsanların sokakta çarşı da pazarda yüzleri asık
İnsanlar barut fıçısı haline gelmiş.
Çünkü ekonomide işler iyi gitmiyor.
Ekonomik alandaki sıkıntılar yanı sıra
OHAL iki yıldır sürüyor..
HDP nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş halen cezaevinde…
Basın özgürlüğü mumla aranır halde
İşte 24 Haziran seçimlerine bu şartlarda giriyoruz.
BORÇLAR KATMERLENDİ
Böylesi sıkıntılı durumda iç ve dış sermaye güven ortamı olmadığından dolayı uçtu gitti. Çünkü sermaye öyle bir haldir ki gerekirse az kar elde eder ama sağlam dayanaklar güvenceler ister.Ülkeden para çıkışının yanı sıra dünyadaki ekonomik gelişmelerde dolar ve artmasına etki yaptı.Artık satılıp özelleştirilecek bir şey de kalmadı.Tulumbanın suyu bitti.
Şimdi son borç durumuna bakalım:
Şu an ülkenin 435 milyar dolar borcu var.
Bunun cari açıkla beraber 160 milyar doları devletin geri kalanı ise özel sektör ve halkın.
Bir yıl içerisinde kısa vade de ödenmesi gereken borç yükü 215 milyar dolar.
Merkez bankasının altın dahil brüt rezervi 110 milyar dolar. (30 milyarı altın)
Ülkeye dış yatırım ve sıcak para gelmiyor. Çünkü yukarıda da yazdık GÜVEN yok.
Bu arada para politikasında ülkenin CDS borç para bulma sigorta riski şu an oranı yüzde 290 seviyesini gösteriyor.
Normali borçlanma CDS göstergesi 130 ve 150 arasıdır.
Bakın iki yıl içinde TL dolar karşısında yüzde 60 değer kaybetti. Bu çok önemli bir değer kaybıdır. Her yüzde 10 değer kaybı ise yüzde 1.5 gibi enflasyon artışı demektir.
Böylesi tablo da dolar 5 TL sınırına geldiğinde geçte olsa Merkez Bankası müdahale etti. Faizleri artırdı.13.5 olan faiz yüzde 16 ya çıktı.
Dolayısıyla enflasyon artacak. Öyle ki bu sene için yüzde 11 civarı beklenen enflasyon yüzde 15/16’lara dayanır.
Gelir dağılımında makas arası daha da artacak.
NE OLMALI
Peki ne yapmalı ?
Ekonomik ve siyasal istikrar sağlanmalı.
Bağımsız kurumlar güçlü olmalı ve ellerindeki yetkiyi etkili bir şekilde kullanmalılar.
İfade özgürlüğünün olmadığı bir yerde demokratik standartlardan söz edilemez.
Tekelci medya anlayışı bitmedi basın özgür olmalı.
Ülke kaynakları bir bir satılarak betona ve inşaata yatırılmasına artık son verilmesi lazım
Üretim ekonomisine geçilmesi lazım.
Savurganlık bol keseden atma dönemi bitmeli. İsraf önlenmeli. Tasarruf tedbirleri olması lazım.
Özel sektörün çıktığı alanlarda devlet kendi yatırımlara girmeli.
Unutulmayalım ki beton ekmek değil yenilmez. Köprü su değil ki içilmez.
Atalarımız ne diyor ’Açlık sofuluğu bozar’
Siyasetçiler bu sözü kulağına küpe etmesi lazım.
CHP AYNI CHP
Çarşamba günü CHP İl Başkanlığındayız. Milletvekili adaylarının da katılacağı basın toplantısı yapılıyor.
CHP milletvekili adayı olarak sadece 4 kişi vardı
İl Başkanı Savaş Erdoğan Filistin ve Gazze de yaşananlar ile başladığı konuşmasını bugünkü Muharrem İnce mitingine partililerini davet ederek bitirdi.
ÜÇ ADAY İSTİFA ETTİ Mİ?
Sözü Burcu Köksal aldı. Köksal konuşmasını bitirdiğinde hemen arkasında konuşlanmış kadın tayfası alkışlıyor diğer İl ve İl Yöneticileri sessizce gelişmeleri takip ediyordu.
Sonra Ahmet Hakan Uyan Dinar da ki hısımlarını anlattı toplantıda
İsmahan Nergis ise derin ekonomik bilgilerini yaptığı konuşmada paylaştı.
Son konuşmayı yapan Ramazan Akgöz partide herkesin çalışması gerektiğini söyledi.
Soru bölümüne geçildi.
CHP’nin önceki seçimlerde 15-18 milletvekili aday adayı çıkarttığını bu seçimde sayı neden 8 de kaldı? Bu 8 aday adayından 3 kişi de istifa ettiği doğru mu? (Kemal Demirkırkan,İlhan Çınar,Ertuğrul Yılmaz istifaları dillenmişti)
Ayrıca Köksal konuşması sonrası sadece bir gurup alkışla destek verdi. Diğerleri neden sessiz? Partide hala şucu bucu işi devam ediyor mu? diye sormaya çalıştım.
Ama ne mümkün.
Partinin fosillerinden parti ve kooperatiflerde yönetici olduğu dönemlerde adı şaibelerle anılan Mustafa Günay müdahale etmeye yeltendi. Soru sormamı engellemeye çalıştı.
Bu esnada Burcu Köksal’ın birinci yaveri ve Geçen yıl yapılan Merkez İlçe Başkanlığı seçimlerinde sonuncu olan Hafize Özmen konuyu sabote ederek alkış yapılmasını istedi ve CHP liler kendi kendilerini alkışladı
GAZETECİ SORU SORAR
Yani CHP aynı CHP kafa aynı kafa
Basın özgürlüğü diyor ama soru soran gazeteciye tahammül edemiyor.
Havuz medyası diye rahatsız oluyor ama basını susturmaya çalışıyor.
Bakın basın açıklaması farklıdır, basın toplantısı farklıdır.
Basın açıklamasında konunun tarafları açıklama yapar soru almadan ayrılır.
Basın toplantısında gazetecilerin soru sorma hakları vardır.Beğenirsiniz beğenmezsiniz gazeteci sorusunu sorması lazım.Çünkü orada gazeteci kamu adına oradadır.Halkın merak ettiği,bilmediği eksik veya yanlış bildiği bir konuyu birinci ağızdan cevap alarak onu yine kamuoyu ile paylaşır..
Gazeteci soru sorarken giriş yapar. Girişte ise yorumları gözlemleri yer alır.
Sonuçta:
CHP açık şeffaf olması lazım. Kapı aralarında kahve köşelerinde dedikodu yapmak birbirinin ayağını çekmek yerine alanlara çıkıp çalışması lazım. Küçük olsun benim olsun zihniyetinde son verilmeli. Kendi kendinizi alkışlamak ancak kendi kendinizi avutmaktır.
Unutmayın ki CHP ulu bir çınardır.
Bu çınarın altından çok kişiler gölgelendi.Gelip geçtiler yine de gelip geçecekler.
Baki olan kişiler değil kurumdur.