passo
EĞİTİM ÖĞRETMEN VE VEDA

EĞİTİM ÖĞRETMEN VE VEDA

  Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumunun 100. yılında Başöğretmenlik unvanın veriliş yıl dönümünde, yani 24 Kasım 1981 tarihinde bu yana her 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor ülkemizde.. Açık söylemek gerekirse 24 Kasım, 12 Eylül rejiminin bir uydurması ve dayatmasıdır. 24 Kasım da ne olur? Törenler olur. 2-3 öğrenci şiir okur. Protokol ağdalı kutlama mesajları yayınlar. […]

 

Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumunun 100. yılında Başöğretmenlik unvanın veriliş yıl dönümünde, yani 24 Kasım 1981 tarihinde bu yana her 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor ülkemizde.. Açık söylemek gerekirse 24 Kasım, 12 Eylül rejiminin bir uydurması ve dayatmasıdır.

24 Kasım da ne olur?

Törenler olur. 2-3 öğrenci şiir okur. Protokol ağdalı kutlama mesajları yayınlar. Emekli bir öğretmen konuşur. Mesleğe yeni başlayanlar yemin eder. İçlerinden birisi konuşur.

Bu arada öğrenciler öğretmenlere aldığı hediyeleri de eklemek lazım.

Aslında öğretmenler kendi günlerini klasik ve bıktıran törenlerle kutlamak yerine, sorunlarını, çalışma şartlarını, geçim sıkıntısını dillendirmek ister böylesi günlerde ama nafile..

EĞİTİMDE SON 15 YILDA NELER OLMUŞ?

Eğitim ve  eğitimin temel taşı öğretmen sorunlarına baktığımızda karşımıza devasa bir tablo çıkıyor. Eğitimde son 15 yılda neler olmuş?

2003 yılında katsayı farkı arttırıldı. 2012 yılında katsayı kaldırıldı

2004 yılında eğitim müfredatı değişti.

2005 yılında 3 yıllık olan lise 4 yıla çıkarıldı.

2007 yılında OKS yerine 6,7 ve 8. sınıfın sonunda girilen Seviye Belirleme Sınavı (SBS) geldi.. 2010 yılında 10 yıldır uygulanan Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) sistemini değişti. SBS, 3. yılın sonunda tek sınav modeline döndü ve düz liseler Anadolu liselerine dönüştü.

2012 yılında İlköğretimde kesintisiz 8 yıllık sistemden vazgeçildi, 4+4+4 sistemine geçildi.

2013 yılında ilk TEOG sınavı uygulandı. 2017 de ise TEOG kaldırıldı.

2017 Üniversite sınavı değişti.

Bu arada 12 yılda 6 bakan değişti. Yani iki yıla bir bakan düşüyor.

Sonuçta Milli Eğitim de istikrarsızlık var.

Peki bu eğitim politikalarını hayata geçirmeye çalışan öğretmenler ne durumda?

ÖĞRETMENLERİN YÜZDE 90’ I BORÇLU’

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen in  16 bin 723 kişinin katılımıyla yaptığı anket sonuçları:

Türkiye’de “en itibarlı mesleğin öğretmenlik olduğunu” düşünenlerin oranı yüzde 4, 7.

Devlet okullarının değer kaybettiği görüşünde olanlar yüzde 90, 9.

Yüzde 89, 2’sinin borcu var.

Kredi kartı olanların yüzde 42, 2’si aylık borcunun tamamını düzenli ödeyemiyor.

Yüzde 82, 9’ banka kredisine borçlu

Yüzde 66, 9’u ‘Tükenmişlik sendromuna’ yakalanmış

Yüzde 37’sinde işe bağlı olarak stres ve sinirlilik hali var.

Yüzde 77, 7’si toplu sözleşmelerde öğretmenlere yönelik kayda değer bir kazanım olmadığını söylüyor.

Yüzde 78, 9’u yönetici atamalarındaki sözlü sınavların adil yapılmadığı görüşünde.

Katılanlar, “yandaşlar kayrılarak kul hakkı yeniyor” diyor.

Yüzde 59’u iş güvencelerinin ellerinden alınacağına dair endişe taşıyor.

Öğretmenler kendilerini üvey evlat gibi hissediyorlar.

Sorunları diz boyu

Yine de tüm eğitim emekçilerini saygıyla selamlıyor ve günlerini kutluyorum.

VEDA…

On yılı aşkın süredir Kurtuluş Gazetesinde ‘Gündem’ köşesi ile sizlerle buluştuk. Saymadım ama 1000’i aşkın bu süreçte yazı yazdım. Aklımız erdiği dilimizin döndüğünü sizlerle paylaştım.

Ekonomik sebeplerden dolayı Kurtuluş Gazetesi artık yok.

Sandıklı Postasında halkın gözü kulağı ve sesi ilkesiyle 34 yıl önce gazeteciliğe merhaba demiştim.

Bu süreç içinde düsturumuz ‘Haber hür. Yorum kutsaldır. Ve ‘Kalemini kır ama sakın satma’ olmuştu.

Gazeteci soran sorgulayan ve yorumlayandır. Gazeteci sorması için çok okuması lazım.

Yani heybesinin dolu olması lazım.

Gazetelerin köşeleri gazetecinin namusudur. Şerefidir. Gazeteci o yazılarında kimliğini ve karakterini yansıtır.

Çok fazla uzatmadan hocam ve yol arkadaşım Nurettin Burhan’ın  sözü ile noktayı koyalım:

‘Gazeteci tek okuyanı olsa  ve yazacak ortam bulamazsa dahi duvara bile olsa yazmak zorundadır. Çünkü halkına karşı sorumludur.’

İşte bu ilke ile sizlerle yine bir yerlerde buluşacağız gibi.

Atatürk ve Cumhuriyet sevdalı yüreğimizle yolu sevgiden, barıştan, özgürlükten, hak ve adaletten geçenlerle yeniden buluşmak dileği ile eyvallah….

Mutlu ve aydınlık yarınlara….

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Yorumlara Kapalıdır