Fatih Usta, bundan tam 20 yıl önce yine böyle karlı bir Ocak ayında trafik kazasında yaşamını yitirdi. Çok erken gitti Fatih Gümüş. Şu anda gazetecilik, habercilik yapmakta olan çok sayıda genç meslektaşımıza örnek olacaktı. Haberciliğe bakışı, haber peşinden koşması, yardımseverliği hep aklımdadır Fatih Usta’nın. TRT ve Hürriyet Gazetesi muhabirliğinin yanı sıra uzun yıllar yerel basına […]
Fatih Usta, bundan tam 20 yıl önce yine böyle karlı bir Ocak ayında trafik kazasında yaşamını yitirdi.
Çok erken gitti Fatih Gümüş. Şu anda gazetecilik, habercilik yapmakta olan çok sayıda genç meslektaşımıza örnek olacaktı.
Haberciliğe bakışı, haber peşinden koşması, yardımseverliği hep aklımdadır Fatih Usta’nın.
TRT ve Hürriyet Gazetesi muhabirliğinin yanı sıra uzun yıllar yerel basına emek vermişti. AGC kuruluşunda önemli görevler üstlenmişti. 25 yıl önceki Zafer Gazetesinde İstihbarat Müdürlüğü yapmıştı.
ZAFER’İN KADROSU
O tarihteki Zafer Gazetesine bakınız:
Sahibi: Ahmet Kocaşaban (Cumhuriyet Sucuklarının sahibi)
Genel Yayın Yönetmeni: Rahmetli İbrahim Küçükkurt.
Yazı İşleri Müdürü: Mesleğin bir başka ustası İbrahim Yüksel,
Haber Müdürü: Sevgili meslektaşım Polat Yılmaz.
Spor Müdürü: Salih Özkılınç,
Başyazarı: Rahmetli Recep Yaşayacak.
Fotoğraf Laboratuarı Şefi: Kazım Köken.
Muhabirler: Rahmetli Kudret Duyurucu. Ahmet Taşdelen, Serdar Günay, Necati Taşpınar.
İlçelerde Sandıklı’dan haberleri ben geçiyorum. Dinar’dan Ramazan Gürbüz ve Ayhan Kalkan. Bolvadin, şimdi İhlas Haber Ajansı’nda çalışan Mücahit Kuzu’ya emanet. Şuhut’ta mesleğin bir başka büyüğü, Rahmetli Hacı Veli Gürsoy. Çay’da, acar gazeteci Muzaffer Nal. Emirdağ’da bir başka tecrübe, Ertuğrul Atınel.
Hepsi meslekte çeyrek asırlık olan gazeteciler.
GÜMÜŞ’LE BİR ANI
Fatih Gümüş ile olan bir anımı paylaşmak isterim:
25 yıl önce, gece geç saatte ev telefonum çaldı. Karşımda Fatih Gümüş.
– “İsmail Ne yapıyorsun?”
– “İyidir Fatih abi. Evdeyim.Sen nasılsın?”
– “Sandıklı Afyon kan gölüne döndü. Sen evde keyif yapıyorsun oğlum.”
– “Duymadım Abi.Nerde kaza hemen çıkayım.”
– “Afyon yolu İsmail, Afyon yolu!”
– “Peki, hemen çıkıyorum.”
Ve ben acemi muhabir. Arabama atladığım gibi Afyon yoluna koyuldum. Git Allah git. Kaza filan yok. Tınaztepe’ye kadar geldim. Kar ve buz her taraf. Benzin İstasyonuna girdim. Zafer Gazetesini aradım. Fatih Gümüş açtı telefonu.
– “Abi Afyona yaklaştım. Kaza falan yok bu yolda.”
Bastı kahkahayı.
Bana oyun kurmuştu. Ama gazetecilik dersini de vermişti:
– “Gelen her ihbar doğru değildir. Jandarma, trafik gibi yerlerden kaza olup olmadığını kontrol edeceksin. Öyle yola çıkacaksın.”
ŞAKALARI BİLE DERSTİ
Bir seferinde ise Şuhut İlçesinde tren kazası var diye Afyon’da genç bir gazeteciyi Şuhut yoluna salmıştı. O muhabir Şuhut’ta tren yolu olmadığını bilmiyordu.
İşte Fatih Gümüş böylesi bir gazeteciydi. Şakaları bile ders verirdi bizlere.
Gazeteciler Günü sonrası yaşama veda eden Gümüş’ü saygı sevgi ve rahmetle anıyorum.
Mekanı cennet olsun.
Mutlu ve aydınlık yarınlara….