Afyonkarahisar Valiliği, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rektörlüğü ve Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanlığı tarafından Gazi Mustafa Kemal’in ebediyete irtihalinin 86. yıl dönümü olması nedeniyle “Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Entelektüel Birikimi” konulu panel düzenlendi.

Gözden kaçırmayın

Suriye gelişmelerini doğru okumak Suriye gelişmelerini doğru okumak

Erdal Akar Konferans Salonunda düzenlenen panelin moderatörlüğünü Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gürsoy Şahin yaparken Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altıntaş ve Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feyza Kurnaz Şahin panelde konuşmacı olarak yer aldı.

“Mustafa Kemal Atatürk Mücadelesi ve Entelektüel Birikimi” konulu panelin açış konuşmasını yapan moderatör Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gürsoy Şahin, Gazi Mustafa Kemal’in ebediyete irtihalinin 86. yıl dönümü nedeniyle Afyonkarahisar Valiliği ve Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörlüğü iş birliğinde bu etkinlik düzenlendiklerini söyledi.

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altıntaş, “Atatürk’ün Devlet Adamlığı” konulu sunumunda Mustafa Kemal’in vasıflarından bahsetti. Mustafa Kemal’in en önemli vasıflarından bir tanesinin özellikle meşruiyete verdiği önem olduğunu söyledi. Altıntaş, “Mustafa Kemal, bütün çalışmalarını, bütün gayretini meşruiyet çabası içinde yapmaya özel bir önem vermiştir. Mesela daha Selanik’te iken hükümet kuruyor. Kendisi makamları dağıtıyor. Oradan Ali Fethi soruyor; ‘Mustafa Kemal sen bunları söylüyorsun ama sen ne olacaksın?’ Mustafa Kemal, yeni bir oluşum olacak, yeni bir devlet sistemi olacak. Bu devlet sistemi içerisinde siz buralara geleceksiniz” diye konuştu.

“Mustafa Kemal, vizyonerdir”

Mustafa Kemal’in vizyoner olduğunu kaydeden Altıntaş, şunları aktardı:

“Mustafa Kemal vizyonerdir. 1916 yılının sonunda Mustafa Kemal ile Enver Paşa’nın bir görüşmeleri oluyor. Enver Paşa, ‘Mustafa Kemal sen başarılı bir komutansın Yıldırım Ordularının yeni yapılandırması içerisine koyalım. Daha önce kaybedilmiş olan Bağdat’a, Basra’ya operasyon gerçekleştir ve tekrar topraklarımıza kat’ diyor. Enver Paşa’ya vermiş olduğu cevapta Mustafa Kemal ‘Enver Paşa, bizim buraları tekrar almamıza ne imkanlarımız ne asker sayımız ne paramız ne de insan kaynaklarımız yetmez’ diyor. Hatta Mustafa Kemal, bir sınır çiziyor. Bu sınır Suriye’nin alt bölgesinden Musul, Kerkük’e uzanan bir hat. Biz askerlerimizi geri çekelim burada bir hat oluşturalım. Bu hattan da İngiliz ve Fransızları sınırımıza geçirmeyelim diyor. Bizim her kurşuna her Mehmetçiğe ihtiyacımız olacak diyor. Bir buçuk yıl sonra Mustafa Kemal’in söylediği gerçekleşiyor. Biz Bağdat, Basra derken Urfa ve Maraş’ı savunmak zorunda kalıyoruz.”

“Mustafa Kemal’in öğretmene verdiği değer tartışılmaz”

Mustafa Kemal’in eğitme verdiği önemden bahseden Altıntaş, “Mustafa Necati, Sakarya Savaşı sırasında Maarif Kongresini toplamak istiyorlar. Mustafa Kemal’e davet gidiyor. Mustafa Kemal Maarif Kongresine katılıyor. Mustafa Kemal, Maarif Kongresinde biz bu savaşı kazanacağız diyor ama bizim asıl kazanmamız gereken savaş sizin savaşınız diyor. Bu savaşı siz vereceksiniz diyor. Bu savaş; cahil kitlelerle mücadele etme ve çağdaş uygarlığa ulaşma savaşıdır diyor. Asıl cephede olacaklar sizlersiniz diyor. Mustafa Kemal’in öğretmene verdiği değer tartışma götürmeyecek bir konudur” dedi.

Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feyza Kurnaz Şahin ise “Atatürk’ün Entelektüel Biyografisi” konulu sunumunu yaptı. Mustafa Kemal’in entelektüel birikiminin çocukluktan Selanik’te başladığını kaydeden Şahin, “Mustafa Kemal, çocukluğundan itibaren entelektüel yapısını inşa etmeye başlıyor ve ölümüne kadar devam ediyor. Mustafa Kemal’in entelektüel yapısını anlamlandırabilmek için öncelikle onun düşünce yapısında ne olmadığını tanımlamak gerekir. Bizim genellikle yanlış yaptığımız şey; tarihsel şahsiyetleri ve biyografileri değerlendirirken onları kendi dünyası içerisinde düşüncelerden, duygulardan ya da kendi yüzyılın tecrübelerinden arındırarak sanki bir laboratuvar ortamında değerlendiriyormuşuz gibi geliyor. Aslında Cumhuriyetin Kurucusunu dönemin düşünce sisteminden egemen olan dünya görüşlerinden, duygu sistemlerinden ya da o dönemin ideolojilerinden bağımsız olarak değerlendirmemiz mümkün değil” ifadelerini kullandı.

“Mustafa Kemal, dönemin bütün ideolojilerinden bağımsız biri”

Mustafa Kemal’in düşünce ve entelektüel yapısında ne yok diye bakıldığı zaman Mustafa Kemal’in, Auguste Comte, Friedrich Nietzsche gibi bir kuramcı, düşünce adamı ya da bir filozof olmadığını belirten Şahin, şöyle konuştu:

“Mustafa Kemal, bir düşünce sistemini, bir ideolojiyi pragmatik olarak yaşama geçirmek için kendisini adamış birisi de değil. Mesela çağdaşı olan Lenin bir ideolojiyi tamamen pratiğe dönüştürmek için hareket etmiş bir kişidir. Mustafa Kemal’de biz bunu da görmüyoruz. Kendi çağdaşlarına baktığımızda ideolojinin savunucusu olmuşlar ve devletlerini ona göre inşa etmişlerdir. Mustafa Kemal, o dönemin bütün ideolojilerinden bağımsız biri. Mustafa Kemal’de gördüğümüz en önemli olgu; dönemin bütün düşüncelerinden, bütün duygularından, tecrübelerinden ilham alarak tam bir vizyoner olarak geleceği görmüş. Mustafa Kemal, sosyoloji, psikoloji, hukuk, antropoloji okuyarak hiçbir ideolojiye kendisini bağlamadan bunlardan almış olduğu tecrübelerden kafasında örmüş olduğu düşünce sistemi ile birlikte kendi yüzyılını ve bir sonraki yüzyılı tahmin etmiş bir vizyoner bir lider olarak tanımlayabiliriz. Ama bir ideolojiye körü körüne inanan bir lider değil. Hepsini okuyup geniş resim çerçevesinde tablonun büyük kısmını görerek kendi inşa ettiği düşünce sistemi ile onu da yoğurarak vizyoner bir lider olarak karşımıza çıkıyor.”

Panel soru cevap bölümün ardından sona erdi.