passo
İMF ve Türkiye

İMF ve Türkiye

Türkiye’nin IMF’e olan borcunun son taksitini bugün ödeyecek olması,gazete sayfalarında haber kanallarında muştulu bir haber olarak veriliyor.Evet doğru Tam 19 yıl sonra Türkiye’nin IMF ye borcu kalmıyor. Önce kısaca IMF ve IMF-Türkiye ilişkilerinin tarihçesine değinelim. IMF ve Dünya Bankasının (DB) temelleri 1944 yılında dünya para tarihinde önemli bir yere sahip olan Bretton-Woods’da atılmıştır. 1945’de ise […]

Türkiye’nin IMF’e olan borcunun son taksitini bugün ödeyecek olması,gazete sayfalarında haber kanallarında muştulu bir haber olarak veriliyor.Evet doğru Tam 19 yıl sonra Türkiye’nin IMF ye borcu kalmıyor.

Önce kısaca IMF ve IMF-Türkiye ilişkilerinin tarihçesine değinelim.

IMF ve Dünya Bankasının (DB) temelleri 1944 yılında dünya para tarihinde önemli bir yere sahip olan Bretton-Woods’da atılmıştır. 1945’de ise 29 kurucu üyenin imzasıyla yürürlüğe girmiştir.

Türkiye fona 1947 yılında Recep Peker hükümeti zamanında girmişti.İlk IMF kotası 43 milyon dolar düzeyindedir.

Aradan zaman geçmiş bu sırada Türkiye de 1950’de Demokrat Parti iktidara gelmiş ve Kore Savaşı patlamıştır.

1960’da askeri darbe olmuş, 1958 ve 1960 yıllarında ise devalüasyonlar devam etmiştir.

IMF’den ilk kaynak 1961 yılında sağlanmış, aynı senenin Temmuz’unda yeni anayasa kabul olmuş ve Ekim’inde de genel seçime gidilmiştir.

1970’e kadar IMF’den kaynak sağlanmaya devam edilmiş, 1970-1974 arasında ise ülkedeki siyasi karışıklık neticesinde ilişkiler donuklaşmış.

O gün bugundür IMF Türkiye ilişkileri inişleriyle çıkışlarıyla devam etmiş. IMF ile 19 program imzalanmış, bunlardan sadece 2 tanesi bitirilebilmiş. Toplam aktarılan kaynak 50 milyar dolar düzeyinde. Şimdi ise Türkiye’nin 5 milyar dolar borç vereceği bir fon IMF.

IMF hep acı reçeteler dayatan, halka zor gelen uygulamalarıyla bütçe disiplinini öne koyan programlarla geldi Türkiye’ye.

IMF eskiden gelişmiş ülkelerden sağladığı kaynakları, gelişmekte olan ülkelere aktarırdı. Şimdi ise gelişmekte olan ülkelerden sağladığı kaynakları gelişmiş ülkelerin içlerinde bulunduğu mali sistemlere aktarıyor.

Bu’ İMF ye borcumuz bitti haberi’ ekonomide iyi haber olabilir.

Fakat bu iyi haber ekonominin iyiye gittiğini göstermez.

Bakın dün ilk 2 aylık cari açık rakamları açıklandı.

Merkez Bankası 2013 yılı ocak-şubat dönemine ilişkin ödemeler dengesi verilerine göre, bu yılın ilk iki aylık döneminde cari işlemler açığı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 956 milyon dolar artarak 10 milyar 943 milyon dolara yükseldiğini açıkladı.

Yani

İthalat ve ihracat farkı ,hizmetler hesabı rakamları ile transferler hesabında oluşan verilerden oluşan cari açık artıyor.

Sonuç olarak ülkeden doviz çok çıkıyor.Ama az giriyor.

Bu makas artıkça adil gelir dağılımı olmaz.

Cari açık sürdükçe büyüme sunni büyümedir.

Cari açık oldukça yatırım olmaz.

Yatırım olmadıkça istihdam olmaz.İşsizlik artar.

Borçlanma artar.Borç oldukça hacizler çoğalır.Ekonomisi düzgün olmayan ailede husursuzluk başlar.Aile içi şiddet ve boşanmalar artar.

Ben ekonomi iyi diyenlere hep şu soruyu soruyorum.

Bankaların karı düştü mü? Hayır

İcra avukatları illerde ilçelerde vergi rekortmeni olmak yerine sinek avlıyor mu? Hayır

İcra oranında düşme var mı? Hayır

Aile bütçende önceki yıllara bakarak borçların alacaklarından az mı? Hayır.

O zaman

Yoksulluğa devam.

Peki bu sorulara evet yanıtı verenler yok mu bu ülkede

Elbette var.

O bir kısım azınlık servetlerine servet katmaya devam ediyor.

Onlar için Türkiye güllük gülistanlık.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Yorumlara Kapalıdır