Dün İnsan hakları günüydü. Daha doğrusu İnsan Haksızlığı Günü dememiz daha doğru olur. CHP Milletvekili Gazeteci Mustafa Balbay 1738 gün süren tutsaklığa AYM aldığı karara göre pazartesi akşam saatlerinde Sincan cezaevine bay bay dedi. Balbay çok zorlu bir süreçte büyük bedel ödeyen gazeteci ve milletvekilidir. Bu bağlamda cezaevinde yattığı dönemde minicik bir hücrede kendisine doğum […]
Dün İnsan hakları günüydü. Daha doğrusu İnsan Haksızlığı Günü dememiz daha doğru olur. CHP Milletvekili Gazeteci Mustafa Balbay 1738 gün süren tutsaklığa AYM aldığı karara göre pazartesi akşam saatlerinde Sincan cezaevine bay bay dedi. Balbay çok zorlu bir süreçte büyük bedel ödeyen gazeteci ve milletvekilidir. Bu bağlamda cezaevinde yattığı dönemde minicik bir hücrede kendisine doğum günü hediyesi olarak çam fidanı hediye edilmişti. Sanki betonda fidan yetişecek gibi. Spor yapması adına koşar adım cihazı hediye edilmişti. Yani bir anlamda onun tutsaklığı Ti’ye alınıyordu. Neyse geçte olsa adalet kısmen de yerini buldu. Balbay ‘Merhaba özgürlük’ diyerek. Eşi Gülşah ve çocukları Yağmur ile Deniz ile buluştu. Yazının başında demiştik. 10 Aralık, Dünya insan Hakları Günü. 30 maddelik ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 1948 yılında ilan edildi ve kutlanması için de imzalandığı gündür 10 Aralık. O bildirinin ilk maddesi hepimize der ki: “Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.” Biz bugünü, 2013 Türkiye’sinden insan haksızlıkları manzarasıyla hatırlıyoruz, Satır başlarıyla bakacak olursak:
ÇOCUK HAKLARI İHLALLERİ
İçişleri Bakanlığı rakamlarına göre; son üç yılda 18 yaş altında evlenenlerin toplam sayısı 134 bin 629. 18 yaşını doldurmadan evlenen erkek sayısı ise 5 bin 763. Reşit olmadan evlendirilen kız çocuklarının sayısı erkek çocukların sayısından 20 kat daha fazla.
Türkiye’de sokakta yaşayan çocuk sayısı üç bin.
500 bin çocuk sokakta çalışıyor, bunların 10 bini ise dileniyor.
Yüzde 45′i tarım işçisi olmak üzere çocuk işçi sayısı bir milyon.
Yaklaşık 4,5 milyon çocuk yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
Suça sürüklenen çocuk sayısı son üç yılda 250 bin. Tutuklu ve hükümlü çocuk sayısı ise üç bin. Son üç yılda 500 bin çocuk hakkında adli ve polisiye işlem yapıldı.
Bu dönemde kaybolan çocuk sayısı 17 bini kız olmak üzere 27 bin.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET
Dünya Ekonomik Forumu’nun (DEF) yayımladığı 2013 cinsiyet ayrımcılığı raporuna göre Türkiye’nin kadın-erkek eşitliği endeksindeki yeri 136 ülke arasında 120. sırada.
Milletvekillerinin 79′u (yüzde 14,2), Hükümetteki 26 bakandan 1′i, (Fatma Şahin de şimdi ayrılıyor) 2 bin 924 belediye başkanın 26′sı (yüzde 1), 34 bin 210 muhtardan 65′i (yüzde 0,2), 81 valinin 1′i, 103 rektörden sadece 5′i, kadın.
Türkiye’de kadın cinayetleri son 10 yılda yüzde bin 400 arttı. 2002 yılında öldürülen kadın sayısı 66 iken, 2013′ün sadece ilk dokuz ayında bu rakam 842′ye ulaştı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 11 ay içerisinde 200 kadın katledildi. 25 kadın erkekler tarafından gördüğü şiddet sonucu yaralandı.
GEZİ SÜRECİ
Gezi sürecine ilişkin ulusal ve uluslararası kurumların hazırladığı raporlar bu süreçte devletin orantısız bir güce başvurduğunu ve insan haklarının ihlal edildiğini açıkça ortaya koydu.
Bu süreçte Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş, Ahmet Atakan, Serdar Kadakal, polis memuru Mustafa Sarı hayatını kaybetti.
Uluslararası Af Örgütü’nün raporuna göre polis saldırısı sonucu 8 binden fazla kişi yaralandı.
AB 2013 Türkiye İlerleme Raporu’na göre 3500′den fazla kişi polis tarafından gözaltına
alındı. Aralarında Taksim Dayanışma Platformu’na katılan sivil toplum kuruluşu üyeleri de bulunan, 112 kişi hâkim kararıyla tutuklandı. Bu kişilerin 108′i bir terör örgütüne üye olmaları iddiasıyla gözaltına alındı. 12 kişi gözünü kaybetti.
Gezi direnişine destek verdiği- n i ifade eden birçok kişi işinden atıldı. sosyal medya hesapları takibe alınarak adeta fişlendi.Mesleğini yapmaya çalışan gazeteciler de polis şiddetinden nasibini aldı. Polisler gazetecileri darp etti, kasklarına, maskelerine ve kurum kartlarına el koydu.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün 179 ülke arasında basın özgürlüğü endeksine göre Türkiye 2013′te 179 ülke arasında en kötü 154′üncü sırada yer aldı.
Cezaevlerinde 63 tutuklu gazeteci bulunuyor. Cezaevlerindeki tutuklu gazetecilere kitap, dergi, gazete ve benzeri yayınlar verilmiyor. Sağlık hakları engelleniyor.
Mektupları iletilmiyor. İşte bu nedenle Dünya İnsan Haksızlığı Günü demek daha doğru olacak diyoruz. İnsan hakları ihlallerinin azaldığı dahası hiç olmadığı günler dileğiyle…