Alkışlar Sağlıkçılarımıza

Seneler önce aklımda kalmıştı. Hayatta başarılı olmak adına ister şahıs ister şirket ister küçük firma hangi işi yaparsanız yapın. İyi bir Mali Müşavir,iyi bir avukat ve iyi bir doktordan hizmet almanız lazım.
Birisi özgür yaşamınızı sağlar ve hukuki belaları başınızdan savmanıza yol açıyor.
Mali Müşavir 4 yıl lisans ve 3 yıl staj eğitimi alan bir meslek olması hasabi ile paranıza yön veriyor.
Doktor ise çok daha önemli sizi sağlığınıza kavuşturuyor. Veya sağlığınıza gelecek tehlikelere karşı cephede sizinle birlikte savaşıyor. Bu nedenle üniversite sınavlarında en yüksek puan alanlar Tıp Fakültesine gidiyor. Eğitim sonrası da iş garantisi olan bir meslek.
Bir doktor 8/9 bin lira maaş alıyor.
Hemşire maaşı ise 5/6 bin arasında bulunuyor.
Şu ana kadar sağlık kuruluşlarımızda virüsün bulaşmasından kaçamayan 29.865 çalışan oldu. 52 sağlıkçıyı ebediyete yolcu ettik.
Afyonkarahisar da virüs bulaşan çok yakın bildiğimiz sağlık çalışanlarının olduğunu da eklemek lazım.
İşte Covid-19 da doktor ve sağlıkçılarımızın önemi ve değerini bir kez daha anladık.
Öncesinde bu virüse bulaşmaması adına alınması gerekli önlemleri sıraladılar.Anlattılar.
Sonrasında bu önlemlere uymayıp hasta olanların tedavileri ile uğraştılar.Canları pahasına

Sağlık çalışan 1 milyonu aştı
Bazı verileri paylaşalım…
Türkiye’de toplam 1 milyon 61 bin 635 sağlık çalışanı mevcut.
1 Ocak 2020 tarihi itibarıyla Türkiye’de toplam doktor sayısı 164.594 iken toplam hemşire sayısı 198.465.
TÜİK’in açıkladığı en güncel veriler, 2018 yılına ait.
Bu verilere göre, Türkiye’de toplam 35.559 adet sağlık kurumu bulunuyor.
Bu kurumların 1.534’ü yataklı iken 33.025’i yataksız kurumlardan oluşuyor.
Bunun yanı sıra, Türkiye’de toplam yatak sayısı 231.913 olmakla birlikte 1.000 kişi başına düşen yatak sayısı ise 2,83.
Ülkemiz, dünyadaki 47 ülke içinde hastane yatağı kapasitesinde 38’inci sırada.
Bizde 100 bin kişiye 281 yatak düşerken bu oran Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ortalama 504. Kişi başına düşen doktor sayısında ise Türkiye 42 ülke içinde 41’inci sırada bulunuyor.
Yatak kapasitesi: Zirvede Japonya, Güney Kore, Rusya ve Almanya var
Japonya’da100 bin kişiye düşen yatak sayısı bin 305.Japonya’nın ardından bin 227 ile Güney Kore, Rusya (859) ve Almanya (800) geliyor.

Dünde bugün de doktorlarımız fedakarlık yapıyor
Tarihe baktığımızda sağlıkçılarımızın fedakarlığını görüyoruz. Şöyle ki ,
Sarıkamış-Kafkas Cephesi’nde 242 sağlık personeli yaşamını yitirmiştir. Branşlara göre; 181 pratisyen doktor, 12 cerrah, 36 eczacı, 1 diş hekimi, 11 tıp fakültesi öğrencisi bulunmaktadır.
Birinci Dünya Savaşı’nda 1914-1916 yılları arasında mevcut 1202 muvazzaf hekimden 163’ü, 1283 yedek tabipten 187’si vefat etmiştir.
Türk ordusunda hizmet eden hekimlerin yüzde 12.5’u kaybedilmiştir. Bütün ordu mensupları arasında erler hariç en yüksek zayiat hekim kesiminde olmuştur. Alman ordusunda ise savaş süresince vefat eden hekim oranı yüzde 5.4’dür.
Dünyada hiçbir milletin hekimi Türk hekiminin maruz kaldığı tehlikelere göğüs gererek hayatını feda etmemiştir.
Virüsün çıktığı Mart ayından bu yana gece gündüz demeden can siper görev yapan doktor hemşire ve sağlık çalışanlarımız var. Öyle ki
Günlerce hastanede çalışan evine gidemeyen eş ve çocuklarını göremeyen doktorlar var.
Her daim hastalık riski taşıyan Aile Hekimlerimiz var.
Kendi yaşamlarını hiçe sayan hemşirelerimiz bulunuyor.
Ambulans şoföründen hastanenin veya sağlık kuruluşunun hijyen olmasına hastalara hizmet veren yardımcı personele kadar ülkemiz sağlık çalışanları çok büyük ve önemli hizmetler veriyor. Tabii ki onlarla iç içe çalışan eczacıları da eklemek lazım. Sonuçta sağlık alanındaki hizmet ermeye devam edenleri ayakta alkışlıyorum.

Biraz daha dikkat ve duyarlı olmak lazım
Günümüzde Covid-19 hasta sayısında artışlar oluyor.
Özelikle düğün gibi toplu birikmeler bu salgın için bulunmaz bir ortam.
Kendi sağlığınız ve karşınızdaki insanların sağlığını korumak adına azami dikkat ve özen göstermeye devam etmeliyiz.
Bu salgın geçmedi ve bir anda herkesi etkiliyor. Bakın tek bir kişi tam 7 kişiye bulaş salıyor.
Yapılacak iş aslında çok basit.
Öksürme veya hapşırma sırasında ağız ve burun tek kullanımlık mendille kapatılmalı, mendil yoksa dirseğin iç kısmı kullanılmalı.
Tokalaşma ve sarılmadan kaçınılmalıdır.
Olabildiğince kalabalık ortamlardan uzak durulmalıdır.
Kirli ellerle ağız, burun ve gözlere dokunulmamalıdır.
El hijyenine önem verilmelidir. Eller en az 20 saniye boyunca sabun ve suyla yıkanmalı, sabun ve suyun olmadığı durumlarda alkol içerikli el antiseptiği kullanılmalı.
Sınıflar ve iş yerleri başta olmak üzere kapalı alanlar sık sık havalandırılmalıdır.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için dengeli ve sağlıklı beslenilmelidir. Gıdalar tüketilmeden önce iyice yıkanılmalıdır.
Mutlu aydınlık yarınlara sağlıcakla kalınız…