passo
Ocak ayı ve Gazetecilik

Ocak ayı ve Gazetecilik

Ocak ayı ve gazetecilik Ocak ayının son günlerini yaşadığımız bu günlerde, bu ay içinde yaşamını yitiren iki gazeteciyi anlatmak istiyorum. Az okunan gazetenin güçlü Kalemi Uğur Mumcu. Takvim yaprakları 24 Ocak 1993 gösteriyor. O gün tarihe kara bir gün olarak geçti. 26 yıl önce Gazeteci Uğur Mumcu bir saldırı sonucu öldürüldü. Cesur yürek ve usta […]

Ocak ayı ve gazetecilik

Ocak ayının son günlerini yaşadığımız bu günlerde, bu ay içinde yaşamını yitiren iki gazeteciyi anlatmak istiyorum.
Az okunan gazetenin güçlü Kalemi Uğur Mumcu.
Takvim yaprakları 24 Ocak 1993 gösteriyor.
O gün tarihe kara bir gün olarak geçti. 26 yıl önce Gazeteci Uğur Mumcu bir saldırı sonucu öldürüldü. Cesur yürek ve usta gazetecinin katilleri hala bulunamadı.
Bir yazısında, ‘Cesur bir kez, korkak bin kez ölür. Önemli olan insanın böyle bir toplumda mezar taşı gibi suskunluk simgesi olmamasıdır’ diye yazan Mumcu, bedenen aramızda olmasa da yıllardır hiç unutulmadı ve hiç unutulmayacak. Sevenlerinin gönlünün en özel köşesinde hatırlanmaya devam edecek. Mumcu, çağdaş ve Atatürkçü bir insandı.
Ülkemizin çağdaş, şeffaf ve çoğulcu bir katılımla yönetilmesini isterdi. Yazılarında hep bunları belirtti. Gericiliğe, cehalete, geri bırakılmışlığa hiç tahammülü yoktu.
“Ben Atatürkçüyüm, Ben cumhuriyetçiyim, Ben laikim, Ben anti-emperyalistim. Ben özgürlükçüyüm. Ben Bağımsız Türkiye’den yanayım. Ben insan hakları savunucusuyum.
Ben terörün karşısındayım. Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Öyleyse, vurun, parçalayın!
Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar çıkacaktır.”diyen Uğur Mumcu emperyalistlerin taşeronları tarafından öldürüldü.
Mumcu katledildiğinde toplum ayağa kalktı ve Mumcu’ya sahip çıktı. Ankara’da düzenlenen cenaze törenine milyonlar katıldı. Yıllarca cumhuriyet gazetecininde yazdı. Hiç bir yere transfer olmadı. Hep orada kaldı. Adres değiştirmedi. Halk az okunan bir gazetenin çok bilinen yazarının kendisi için mücadelesini biliyordu. İşte bu yüzde milyonların katıldığı cenaze töreni ile uğurlandı Uğur Mumcu.

FATİH GÜMÜŞ
Yerelde önemli bir isim olan Gazeteci Fatih Gümüş de ocak ayında trafik kazasında yaşamını yitirdi.
İyi insandı. İyi haberciydi.Yardımseverdi.Gariplerin, fakirlerin Fatih Babası. Genç gazetecilerin ise ustasıydı.
Yıllarca Afyon basınına TRT ve Hürriyet temsilcisi olarak hizmet verdi.
Özellikle Kemal Horzum’un sahibi olduğu Zafer Gazetesi ekibine baktığımızda o günlerin gazeteciliği bize fikir verir.
Genel Yayın Yönetmeni: Rahmetli İbrahim Küçükkurt. Yazı İşleri Müdürü: İbrahim Yüksel,
Haber Müdürü: Polat Yılmaz. Spor Müdürü: Salih Özkılınç, Başyazarı: Rahmetli Recep Yaşayacak.Fotoğraf Laboratuarı Şefi:Rahmetli Kazım Köken.
Muhabirler: Rahmetli Kudret Duyurucu. Ahmet Taşdelen, Serdar Günay, Necati Taşpınar.
İlçelerde Sandıklı’dan haberleri ben geçiyorum. Dinar Ramazan Gürbüz ve Ayhan Kalkan. Bolvadin Mücahit Kuzu Şuhut’Hacı Veli Gürsoy. Çay’da,Muzaffer Nal.ve Ertuğrul Atınel, İşte Fatih Gümüş ilçe ve il muhabirleri ile her daim temas halinde olan İstihbarat Müdürü olarak görev yapıyordu Zafer Gazetesinde.
Fatih Gümüş ile yılarca Afyon basınına emek veren gazeteci dostum Polat Yılmaz bir anısını anlatıyor.

ANTALYA DÖNÜŞÜ
Bir kış günü, Antalya’dan dönüyoruz. Gece 22.00 sıraları ,Damlalı Boğazı’na girdik. Karanlık ve yağışlı havada ben, tüm dikkatimi yola vermiş ilerlerken, bana dur dur diye bağırdı. Yolun sağında bir pikap vardı ve genç bir adam uğraşıyordu. İndik. tamamen yiyecek dolu bir pikabın sağ arka lastiği patlamış.Adam öğretmen yanında hamile eşi de var.. Bizim arabanın krikosunu getirdik, olmadı. Fatih abi, Sakaryalı bir sebze kamyonu sürücüsünü durdurdu. Krikosunu aldık kamyonun. Pikabı kaldırdık. Baktık, yedek lastik yok öğretmenin aracında. Benim yedek lastiği taktık. Afyon da lastikçiye geldik. O lastiği yaptırdı ve yedek lastiğimizi bize verdi. Fakat. Öğretmenin teşekkür etmemesine ben çok alınmıştım, ama her seferinde Fatih abi beni sakinleştirir, genç olduğumu ileride çok şey göreceğimi söyleyerek yatıştırırdı. Artık yaşım, Fatih abinin bizi bırakıp gittiği yaşın çok ilerisinde. İleride göreceksin dediklerini gördüm mü? Hem de çok. Hala ders veriyor sevenlerine. Nur içinde yatsın..

HERKESİN GAZETECİ OLAMADIĞI YILLARDI
O dönem gazeteciler saygı görürdü. Çünkü doğru dürüst habercilik yapılırdı. Kimseye eyvallah denilmezdi. Çünkü o dönemler boynuna fotoğraf makinesi olan takan, eline mikrofon alan haberci olamazdı. Öyle klavye başına geçip sözüm ona yorumlar yazarak köşe yazarı olmakta yoktu o dönemler. Köşe yazısı yazmak için bu meslekte en az beş yıl/on yıl sahada alanda muhabirlik yapmak lazımdı.Yani köşe yazmak kırk fırın ekmek yemekti bilgi,deneyim ve emek isterdi öyle armut piş ağzıma düş yoktu o yıllar.

YEREL SEÇİMLERDE BASIN ÖNEMLİ
Bunları neden yazıyoruz…
Gazetecilik zor bir iş. Günümüzde çok daha zor hala geldi farkındayız..Tabii ki benim söylediğim adam gibi eğilmeden bükülmeden el etek öpmeden soran,sorgulayan yorumlayan.biat etmeden aklını bir yerlere kiraya vermeden rızkını çıkarmaya çalışan gazeteciden bahsediyorum.
Gazeteci zoru seçmektir aslında. Eğer kolayı seçerseniz yani gazetecilik yapmak yerine yalakalık, uşaklık yapmayı eleştirmek yerine baş sallayan, biat eden talimatla haber ve köşe yazmayı tercih ederseniz bak söyleyeyim villalarda oturur lüks araçlara biner ve cepleriniz para dolar. Dolar dolmasına da gazeteci olamazsınız. İşiniz bittiğiniz de kapı önüne konulursunuz.
Her zaman söyledik Gazeteci halkın gözü kulağı sesidir.
Medya ise demokrasinin aynasıdır.
Yerel seçimlerin kapıya dayandığı günümüzde gerçek anlamda gazetecilere ihtiyaç var.
Ülkenin aydınlık geleceği adına.
Unutmayalım ki başka Afyon yok. Başka Türkiye yok.
Mutu ve aydınlık yarınlara….

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Yorumlara Kapalıdır