Gün FM’de yayınlanan Basın Odası dinleyicileriyle buluştu. Basın Odası’nda bu hafta Gazeteciler Ahmet Tunca ve Polat Yılmaz geçtiğimiz hafta Başbakan Erdoğan tarafından açıklanan demokratikleşme paketini değerlendirdiler. Bu hafta programa Gazeteciler İsmail Akar ile Ertuğrul Sevim il dışında oldukları için katılamadılar. “Paketi Başbakan açıkladığından beri herkes bir tarafından tartışıyor” Demokratikleşme paketiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Gazeteci Polat […]
Gün FM’de yayınlanan Basın Odası dinleyicileriyle buluştu. Basın Odası’nda bu hafta Gazeteciler Ahmet Tunca ve Polat Yılmaz geçtiğimiz hafta Başbakan Erdoğan tarafından açıklanan demokratikleşme paketini değerlendirdiler.
Bu hafta programa Gazeteciler İsmail Akar ile Ertuğrul Sevim il dışında oldukları için katılamadılar.
“Paketi Başbakan açıkladığından beri herkes bir tarafından tartışıyor”
Demokratikleşme paketiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Gazeteci Polat Yılmaz, “Bu paketi Başbakan açıkladığından beri herkes bir tarafından tartışıyor. Gördüğüm kadarıyla pek çok kimse bu paketten memnun değil. Çeşitli kesimler yeterince hak alamadıklarını söylüyorlar. Başbakan paketin arkasının geleceğini söyledi. Her nereye varılmak isteniyorsa oraya varılacak. Paketle andımız bu hafta okullardan kaldırılıyor. Türküm, doğruyum demek birilerini rahatsız etti. Kastamonu Gölköy’de 100 kadar acemi asker yemin etmeyi reddettiler. Nereye geldiğimizi görebiliyor musunuz? Türk sancağının şanını canımdan aziz bilip, uğrunda hayatımı feda edeceğim gibi sözler içeren yemini reddettiler. Başka mesleklerin de yeminleri var. İçinde Türk sözcüğü geçen yeminlere itiraz ediyorlar. Yerine ne koyacaksınız? Böyle şey olmaz. Paketin açıla açıla getirdiği yer burasıdır. Herkese eşitlik, herkese özgürlük diye Türklük üzerinden özgürlük veremezsiniz. Türklük bu millete o özgürlüğü başında Cumhuriyetle vermiştir. Arkasından getirilen demokrasiyle o özgürlüğü vermiştir. Şimdi Türklük kaldırılarak özgürlük getirilmeye çalışılıyor. Böyle bir özgürlüğü dünyanın hiçbir yerinde kimse kendi dilini, milliyetini gerileterek getiremez. Dünyada böyle bir örnek yoktur. Islahat Fermanı’ndan bu tarafa sürekli paketler açılmıştır. Bundan sonra daha çok paket açılacaktır. Herhalde bundan sonra memleketimizde Türk olmak bir suç olacak ve Türküm diyemeyeceğiz, Anadoluluyuz falan gibi şeyler söyleyeceğiz” diye konuştu.
“Sindire sindire bir şeyleri kabul ettirmeye çalışıyorlar”
Demokrasi paketlerinin milletvekillerinin sık sık verdiği müjdelere benzediğini kaydeden Gazeteci Ahmet Tunca, “Bu açıklanan paketle merdivenler yavaş yavaş çıkılmıştır. Sindire sindire bir şeyleri kabul ettirmeye çalışıyorlar. Açıklanan paketle ilgili TBMM’ye danışılmıyor. Kimsenin haberi yok. Beşinci sınıf bir demokrasinin birinci sınıf bir demokrasi olması bu yolla asla olamaz. Üniter yapısı olan ülkeler üniterliğini korumaya çalışır. Bu ülkelerde kendini farklı ifade eden milletler, uluslar, boylar olabilir. Ama her ülkede bir üst kimlik vardır. Örneğin ABD’de dünyanın çeşitli ülkelerinden milletler yaşıyor. ABD izlediği politikalarla ve yaptığı anayasa ile bir millet oluşturmuştur. ABD, tek millet olarak Amerikan milleti yaratmaya çalışırken biz tam tersini yapıyor, üst kimliğimiz olan Türklüğü yok etmeye çalışıyoruz. Böyle bir şey dünyanın hiçbir yerinde olmaz. Roman vatandaşlarımız paketle ilgili biz hak değil, iş istiyoruz dediler. Ama hayır olmaz, biz size hak verdik, sizler dilinizi geliştireceksiniz diyorlar. Bu ilginç bir durumdur. Biz mozaiğiz diye diye bu ülkeyi son 40–50 yıldır bu hale getirdiler. İnsanlar Türk bayrağı asmaktan korkar hale geldiler. Böyle şey olur mu?” şeklinde değerlendirmede bulundu.