passo
Paranın padişahlığı bitsin

Paranın padişahlığı bitsin

Paranın Padişahlığı Bitecek Bugün 1 Mayıs Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü. Emek ve emekçinin bayramı Peki bu işçi ve emekçi ne durumda? Rakamlara baktığımızda anlıyoruz ki çalışan emekçinin sadece yüzde 10 u ancak sendikalı. Yani her 10 işçiden sadece birisi sendika üyesi . Her 10 İşçiden sadece 1’i sendikalı Ülkemizde 13 milyon 411 bin 983 […]

Paranın Padişahlığı Bitecek

Bugün 1 Mayıs Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü. Emek ve emekçinin bayramı
Peki bu işçi ve emekçi ne durumda?
Rakamlara baktığımızda anlıyoruz ki çalışan emekçinin sadece yüzde 10 u ancak sendikalı. Yani her 10 işçiden sadece birisi sendika üyesi .

Her 10 İşçiden sadece 1’i sendikalı
Ülkemizde 13 milyon 411 bin 983 işçiden, sadece 1 milyon 859 bin sendikalı.
Bu işçilerin sendikalara dağılım ise şu şekilde…
Türk-İŞ 975 bin 300
Hak-İş’in 684 bin 144,
DİSK’in 171 bin 428,
Tüm-İş’in 839 ve Birlik-İş’in 372 üyesi bulunuyor.
26 bin 955 çalışan ise bağımsız sendikalara üye durumda.
İşçileri mesleki durumlarına göre baktığımızda ise karşımıza şu tablo çıkıyor
Hizmet-İş 315 bin 199 üyeyle en fazla üyeye sahip işçi sendikası.
Hizmet-İş’i 205 bin 515 üyeyle Türk Metal Sendikası,
79 bin 846 üyeyle Belediye-İş,
87 bin 551 üyeyle Genel-İş,
66 bin 304 üyeyle Tez Koop İş,
62 bin 857 üyeyle Koop-İş, 61 bin 32 üyeyle Tes-İş ve
52 bin 609 üyeyle Yol-İş sendikaları izliyor.

Günde 12 saat çalışma olmaz…
İlk olarak 1856’da Avustralya Melbourne’de taş ve inşaat işçileri, 8 saatlik iş günü için kentin üniversitesinden Parlamento Evi’ne dek yürüdü. 1 Mayıs 1886’da ABD İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler, günde 12 saat ve haftada 6 gün olan çalışma düzenine karşı, günde 8 saatlik çalışma istemiyle iş bırakırlar.
Gösteriler, 1 Mayıs’ın ardından da coşkuyla sürdürüldü. 4 Mayıs 1886’da kanlı Haymarket Olayı yaşanır. Ağır baskılarla gösteriler engellenir. 1889’da toplanan 2. Enternasyonal’de bir Fransız işçi temsilcisinin önerisiyle, 1 Mayıs’ın bütün dünyada birlik, savaşım ve dayanışma günü olarak kutlanmasına karar verilir.

34 işçi can verdi
Ülkemizde 1 Mayıs’ların tarihi İkinci Meşrutiyet’e (1908) kadar uzanır. İlki 1 Mayıs 1909’da Üsküp’te kutlanırken, 1910’da diğer Rumeli şehirlerinde de kutlanmaya başlar.
İstanbul’da ise ilk 1 Mayıs’ın 1912’de kutlanıyor. 1921 yılında işgal kuvvetlerinin yasaklama girişimlerine rağmen kitlesel 1 Mayıs gösterileri yapılır.
Tramvay, vapur ve Haliç tersanesi işçileri iş bırakarak 1 Mayıs’ı kutladı. 1922 yılında
1 Mayıs, İstanbul ve Ankara’da iş bırakma ve mitinglerle kutlaması sonrası 1923 yılında ‘Amele Bayramı’ olarak başlayan süreç inişli çıkışlı, yasaklarla günümüze kadar geldi.
İlk kitlesel ve açık kutlama (Bahar Bayramı koşullarında) ancak 1976’da DİSK’in öncülüğünde olmuştu. Bir yıl sonra egemenler, işçi sınıfının yükselen örgütlü gücünden korktular. 1977’de kanlı bir girişimle, yüz binlerce emekçi ve emek dostunun katıldığı
1 Mayıs’ta 34 yurttaşımızı öldürdüler. O gün, tarihimize düşen bir kara leke olarak hala aydınlatılmayı bekliyor.

Emekçi neden alanda
1 Mayıs vesilesi ile günümüzde emekçilerin taleplerini paylaşalım.
İş güvencesi ve güvenceli çalışma sağlanmalı ve işten atmalar yasaklanmalıdır.
Taşeron çalıştırma, kiralık işçilik, sözleşmeli personel ve esnek çalışma uygulamaları son bulmalıdır.
Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı ve yükseltilmelidir. Vergide adalet sağlanmalıdır. Vergi yükü, işçilerin omuzlarından kaldırılmalı, kâr, rant ve servetten alınan vergiler ağırlaştırılmalıdır; az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalıdır.
Emeklilik yaşı düşürülmeli, kıdem tazminatı hakkı genişletilmeli ve güvence altına alınmalıdır
İşçi sağlığı ve iş güvenliğinde işçileri koruyan politikalar hayata geçirilmelidir, iş cinayetleri önlenmelidir.
Sendikalaşmanın önündeki engeller ve barajlar kaldırılmalıdır. Grev hakkı genişletilmeli ve güvenceye alınmalıdır. Sendikalaşma nedeniyle işten çıkarmalar yasaklanmalıdır. İşten atmalara ağır yaptırımlar getirilmelidir. Sendika tercihinde işçilere referandum hakkı tanınmalıdır.
Bakanlar Kurulunun grev erteleme yetkisine son verilmelidir
İş alımında atamalarda bilgi, beceri, eğitim ve liyakat esas alınsın.
Terör sona ersin, Emperyalist ülkelerin sömürü düzen bitsin, Savaşlar olmasın,

Yobazın Karanlığı
Yazımıza Nazım Hikmet’in şiiri ile noktayı koyalım…
Türkiye işçi sınıfına selâm!
Selâm yaratana!
Tohumların tohumuna, serpilip gelişene selâm!
Bütün yemişler dallarınızdadır.
Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir,
haklı günler, büyük günler,
gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan,
ekmek, gül ve hürriyet günleri.
**** ***
Türkiye işçi sınıfına selâm!
Meydanlarda hasretimizi haykıranlara,
toprağa, kitaba, işe hasretimizi,
hasretimizi, ay yıldızı esir bayrağımıza.
Düşmanı yenecek işçi sınıfımıza selâm!
Paranın padişahlığını,/ karanlığını yobazın
ve yabancının roketini yenecek işçi sınıfına selâm
Türkiye işçi sınıfına selâm!
Selâm yaratana!

Unutmayalım ki emek en yüce değerdir.
Birlik, beraberlik ve dayanışma ruhu ile özgür bir toplumda yaşayan bireyler olarak daha gelişmiş bir Türkiye de yaşayalım dileğiyle mutlu bayramlar aydınlık yarınlar diliyorum…
Ismail Akar

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Yorumlara Kapalıdır