31 Mart Yerel seçime doğru…. Abraham Maslow’un Kuramı’na göre insanların ihtiyaçları sınırsızdır ve insan bir ihtiyacını giderdikten sonra başka bir ihtiyaç ortaya çıkar. Bir ihtiyacı giderme süreci içinde ise tamamıyla memnun olma/hoşnut olma durumu olası değildir. Bu esnada, giderilmemiş ihtiyaç kişi için büyük bir motivasyon kaynağıdır, bireyi güdüler ve birey neyi henüz elde etmemişse ona […]
31 Mart Yerel seçime doğru….
Abraham Maslow’un Kuramı’na göre insanların ihtiyaçları sınırsızdır ve insan bir ihtiyacını giderdikten sonra başka bir ihtiyaç ortaya çıkar. Bir ihtiyacı giderme süreci içinde ise tamamıyla memnun olma/hoşnut olma durumu olası değildir. Bu esnada, giderilmemiş ihtiyaç kişi için büyük bir motivasyon kaynağıdır, bireyi güdüler ve birey neyi henüz elde etmemişse ona büyük ilgi gösterir. Fakat, ihtiyaç giderildikten sonra bu ihtiyaca yönelik motivasyon davranışlar üzerindeki belirleyici etkisini kaybeder…
Seçimler ve seçmen davranışlarında bu teori çok elzem olduğu için yazımıza bu kuram ile başladık.
Afyon’da İttifak Yok
Şimdi 31 Mart’ta seçilecek adaylar bu kuramı kulağında küpe olarak taşımalıdır. İYİ Parti/CHP/SP oluşan Millet ve AKP/MHP arasında oluşan Cumhur İttifakı netleşmeye başladı. Siyasi partiler tek başına seçimlere girmek yerine bazen destek verip bazen de destek alarak seçmen huzuruna çıkıyor.
Bilinen bir gerçek ki kağıt üzerindeki hesaplar sandıkta bozulur. Bunun bozulacağını da 1 Nisan sabahı hep birlikte göreceğiz.
Yani diyoruz ki hiçbir seçmenin oyu birilerinin ipoteği altında değildir. Hele ki bu yarış yerel seçim olursa ve yerel dinamikler gerçekleşirse parti ve adayların evdeki hesapları çarşıya uymaz.
Bir notu daha ekleyelim. Siyasi partiler ve Genel Başkanlar düzeyinde olmasa da Yerel seçimlerde başkan adayı,İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi adayları da seçim sonuçlarına tesir eder.
İlimizde şu anki duruma göre Cumhur ve Millet İttifakı yok. AKP Mehmet Zeybek, MHP Fatih Çetinkaya ve İYİ Parti Mahmut Koçak ile yarışa giriyor.
CHP de ise Genel merkezden son dakikada ittifak talimatı gelmez ise kendi adayı ile seçime katılacak. Her ne kadar bazıları CHP Milletvekili Burcu Köksal’a gaz verip ‘Belediye Başkanı adayı ol.Tekrar hadi çık alanlara’ demesine rağmen Köksal’ın böyle bir öneriye sıcak bakmayacağını bekliyorum.Çünkü CHP de Belediye Başkanlığına olsun.İGM ve Belediye Meclisine olsun çok sayıda isim olduğunu biliyoruz. Adaylar sahneye çıkar partisi ve kendisinin projelerini açıklar /açıklaması lazım. Yoksa bir başkasına kuyruk olmak veya bir başkasını yanına kuyruk olarak alması gerçek anlamda demokrasiyi de yansıtmıyor. Uzun yıllar AKP iktidarı koalisyonları yerin dibine koyuyordu. Şimdi ise kazanmak adına her yol lazım anlayışı ile ittifaka dört ele sarıldı.
Doğal olarak ta muhalefette buna ayak uydurdu.
Seçmen ne bekliyor,
Gelelim seçmenin adaylarda görmek istediklerine…Yapılan analiz ve araştırmalarda adayların dikkat etmesi gereken hususları şöyle sıralamak mümkün…
Ak Parti, seçmeninden uzaklaştı. Ak Parti üst düzey teşkilatlarının sosyo ekonomik durumlarının değişmesi ve alt kitlesinde ayrışmaya gidildiği için eskisi gibi çimento görevinin sürmediği görülüyor. Ak Parti hükümetinde şuan ekonominin gidişatının kötü olması Ak Parti’nin tartışılır duruma soktuğu, seçmenin düşünmeye geçtiği dönemde seçmene temiz kirlenmemiş aday üzerinden gidilmesi önemli görünmektedir.
Hangi siyasi partiden seçilmiş olursa olsun herkese ayrım yapmadan hizmet götürüleceği ve bununla beraber işe alımda veya ihalelerde particilik yapılmayacağı teminat altında olmalıdır.
Seçmen profili iyi tahlil edilerek yarısından fazlasının ortak değerleri öne çıkarılmalı ve bu değerlere sahip çıkılacağı teminat altında olmalıdır.
Farklılıkların, ayrılıkların ayrımcılığa konu edilmeyeceği taahhüt edilmelidir. Hizmette temel ayrımın zengin-fakir, güçlü-güçsüz, küçük-büyük, yandaş-muhalif tanımlamalarına göre değil, hak eden-hak etmeyen, doğru-yanlış şeklinde olacağı, zayıfın, güçsüzün, dezavantajlının, az olanın, ihtiyacı olanın pozitif ayrımcılık yapılarak sosyal adalet hedefinin gözetileceği teminat altında olmalıdır.
Aday olunan ilin tarihini, coğrafyasını, kültürünü, mimarisini, folklorunu, sosyal değer ve yargılarını inceleyerek katılımcı bir sürece dayalı olarak ‘’Kent Vizyonu’’ tanımlamak gerekmektedir. Kent vizyonu toplumun tüm aktörlerinde heyecan uyandırmalı, aktif katılıma teşvik etmeli ve adayı bu vizyona ulaşmak için doğru kişi olarak göstermelidir.
Kentin temel sorunları ( planlama, yeşil alan, çöp, hava kirliliği, atıklar, sanayileşme, toplu ulaşım, yasadışı yerleşimler, denetim v.b) analiz edilip çözüm yolları söz verilmelidir.
Kentin bölge ve ülke ekonomisi içindeki sıralamasının olumlu yönde yükselmesi için hedefler koyulmalıdır.
Kentin fiziksel, coğrafi, iklimsel, tarihi, insan gücü, yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin değerlendirilmesine ilişkin projeler olmalıdır.
Kırsal nüfusun ihtiyaç ve beklentileri önemsenmelidir.
Çiftçi, esnaf, sanatkar, tüccar, işçi, memur kesimlerine yönelik özel mesajlar üretilmelidir.
*Mesleki eğitim, beceri kazanma ve girişimcilik desteklenmelidir..
Her seçim öncesi nakarat gibi aynı cümleler tekrarlanır.Bu seçimler önemli diye.Fakat 31 Mart yerel seçimleri gerçekten farklı ve önemli.Bir anlamda mevcut iktidar adayları ile bir sınavdan geçecek.
Ya sınıfı geçecek.
Ya İkmale kalacak.
Ya da tasdikname alacak…
Ne dersiniz ?….