ABD Başkanı Joe Biden, göreve başladıktan yaklaşık üç ay sonra,24 Nisan günü 1915 olaylarını resmen “soykırım” olarak açıkladı. Önce şu sorunun cevabını bulalım.Her 24 Nisan da ABD bu olayı neden ısıtıp ısıtıp ortaya koyar? ABD de Ermeni diasporası sayısal olarak az olsa da ekonomik olarak güçlüdür.Özellikle eyalet seçimlerinde adaylara para ve oy desteği verir bu […]
ABD Başkanı Joe Biden, göreve başladıktan yaklaşık üç ay sonra,24 Nisan günü 1915 olaylarını resmen “soykırım” olarak açıkladı.
Önce şu sorunun cevabını bulalım.Her 24 Nisan da ABD bu olayı neden ısıtıp ısıtıp ortaya koyar?
ABD de Ermeni diasporası sayısal olarak az olsa da ekonomik olarak güçlüdür.Özellikle eyalet seçimlerinde adaylara para ve oy desteği verir bu sözüm ona soykırıma destek sözü alır.Tarihçilerin senelerdir anlattığı vaka para oy ve seçim üçgeninde ağızda sakız olarak dolanır durur.Hem de en büyük katil olan ABD ve onun başkanı tarafından.
Osmanlı dönemi
Bu açıklamayı yumuşatmak adına iyimser bakanlar diyor ki bu rezil hadsiz açıklamadan sonra ‘Efendim bir gün öncesi yani 23 Nisan’da Biden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı arayarak böyle bir açıklama yapacağını söyledi.
Ve devamla
‘Biden açıklamasını sadece Osmanlı ile sınırlı tuttu, Türkiye Cumhuriyetini karıştırmadı’
Ermeniler, özellikle son yıllarda 1915 olaylarını 1923’e kadar uzatarak, Osmanlı’nın yerine kurulan genç Cumhuriyeti ve kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü de suçlamalarına dahil Açıklamayı bu şekilde gören veya bu tezi söyleyenler
Osmanlı nın varisi biz değil miyiz.
Osmanlı nın borçlarını genç cumhuriyeti ödemedi mi
Bu arada İstanbul yerine Constantinopolis demesi de tüm yaşamı boyunca yunan hayranı olan Biden’ın Yunanistan’a selam göndermesini görmek lazım.
Bu arada Reagan önce soykırım deyip sonra bu ifadeyi geri çektiğini hatırlarsak ABD de ilk kez bir başkan soykırım da ısrarcı olduğunun altını çizleim.
ABD ile köprüler atılıyor
Fakat zaten sorunlu bir şekilde devam eden ABD Türkiye ilişkilerine bu açıklama tüy dikti.
ABD Türkiye arasındaki meselelere baktığımızda hemen gördüğümüz konular şöyle:
Aylardır ABD ile S-400’ler nedeniyle konan CAATSA yaptırımları,
Türkiye’nin F-35 uçak projesinden atılması,
Halkbank davası,
FETÖ elebaşının ABD’de ikamet etmesini görüyoruz.
Bu emperyal ülkenin kafa tutmasına iftira atmasına seyirci kalınamaz
.Daha önceki ABD-Türkiye ilişkileri özelinde ise, özellikle Trump döneminde AK Parti hükümetlerinin Washington’dan gelen, kimi zaman onur kırıcı salvolara gerekli yanıtları vermemiş yada seret tepkiler vermedi.
Ki Trump döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderilen ve içinde hakarete varan ifadeler bulunan mektuba sessiz kalınması;
O dönemler bizzat Trump attığı tivitlere sessiz kalınmalar…
Trump’ın Erdoğan’ın Washington ziyaretindeki ortak basın toplantısında, Suriye’deki PKK terör örgütü uzantısının elebaşından “övgülerle” bahsetmesi ve buna yerinde ve anında tepki verilmemesi;
Terör Tanınma Tazminat ve Toprak
Eğer o dönemler bu hadsizlere haddini bildiren cevaplar verilseydi bu Yunan aşığı ve Ermenilere seçim vaadinde bulunan Biden bu açıklamaları böylesi rahatça yapabilir miydi.
Doğrusu güçlü ülke iseniz o açıklamalara zamanında sert tepki verilmesi lazımdı.
Bugün de bu açıklamaya sessiz kalınamaz kalınmamalı.
Bu soykırım sözü boşuna söylenmiş ve hafife alınacak bir durum değildir.
Bakın senaryo şöyle işleyecek.
Ermeniler senelerdir ne istiyor ne yapıyor ?
Terör, Tanınma, Tazminat ve Toprak. ASALA terör örgütü Türk diplomatları katletti mi ? Bu terör ayağıydı. Sonrası tazminat talepleri başladı
ABD’de, 1915 olaylarında hayatlarını kaybedenlerin yakınlarının ya da hayat sigortası ödemeleri yapmış olan sigorta şirketlerinin Türkiye aleyhine açtığı onlarca dava var.
Zaten Büyük Ermenistan diyerek toprak çabaları da hala devam ediyor.
Sonuçta bu sıradan bir olay değildir.
Buna çok sert tepki göstermek ve bu emperyalist ülke ve onun işbirlikçilere hak ettiği cevabı vermek gerekiyor.
Emperyalizme boyun eğmemek lazım
Unutmayın ki emperyalizm, kapitalizmin tekelci son aşamasıdır ve beş özelliği vardır.
Üretimde ve bu üretim sonucu oluşan sermayede görülen birikim öyle yüksek bir gelişme seviyesine ulaşmıştır ki, yaşam koşullarında ve ekonomik hayatta belirleyici bir rol oynayan tekelleri yaratmıştır.
Banka sermayesi, sanayi sermayesiyle iç içe geçmişi ve ekonomik bir oligarşi ortaya çıkmıştır.
Ticari mal ihracından ayrı olarak, sermaye ihracı da olağanüstü bir önem kazanmıştır.
Dünyayı paylaşan uluslararası kapitalist ortaklar ve devletler kurulmuştur.
En büyük kapitalist güçlerce dünyanın toprak paylaşımı tamamlanmıştır.
Günümüzde dünya insanları emperyal güçlerle mücadele etmek ve bunlara karşı her daim direnmek zorundadır
Biliniz ki emperyalizm de artık son evresini yaşıyor.
Buradan 1970 li yıllarda 6. Filoya direnen ve idam sehpalarında yaşamını yitiren Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına selam olsun…
Buradan ‘Haşhaşı ekeriz üsleri sökeriz’ diyerek ABD ye direnen Rahmetli Ecevit’e selam olsun…
Kısacası başta ABD ve onun yandaşı olan emperyalistlere karşı mücadele eden ve direnenlere selam olsun…
Ne diyorduk tarihin en güzel yerinde son sözü inanan ve direnenler söyler…
Mutlu ve aydınlık yarınlara…