CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin ile Cuma akşamı telefonla görüşüyorum. Sürekli halkın içinde olan örgütleri defalarca dolaşan Tekin, İstanbul’dan Bolu’ya giderken yaşadığı bir olayı anlattı: “Dün, İstanbul’dan bir toplantıya katılmak için Bartın yoluna koyulduk. Bolu girişinde sabahın erken saatlerinde kahvaltı yapmak adına mola verdik. O sırada 80 yaşlarında bir abla yanıma geldi. Ellerimi tuttu. Gözlerimin içine baka baka ‘Mehmet Emin’e sahip çıkmaya devam et. Mehmet Emin sembol oldu. N’olur ona sahip çık!’ diyordu.” Tekin bu olaydan çok etkilendiğini anlatıyordu.

Telefonu kapattım. Gençliğimden bu yana bıkmadan usanmadan dinlediğim bir türkü geldi aklıma:

yaşamak, gecenin karanlığında

dişe diş, inada inat yaşamak

yaşamak

bir mavi çiçek gibi,

bir nazlı bebek gibi

özgürlüğün tadında yaşamak..

50’YE YAKIN KİŞİ BİRBİRLERİNİN ETEĞİNİ ÇEKİYOR

Aynı gece CHP Milletvekili Ahmet Toptaş ve Gazeteci dostum Polat Yılmaz ile yemekteyiz. Toptaş TBMM komisyonunda görüştükleri İç Güvenlik Yasası içinde yer alan maddeleri anlatıyor. Bu yasa taslağında verdiği mücadeleyi uzun uzun anlattı. Toptaş, Kişinin hak ve özgürlüklerini keyfi kısıtlayan maddelerle dolu. Keyfi düzenlemelere açık. ‘Orada bir tek kelimeyi çıkartmak adına tam 11 saat ter döktüm’ diyordu.

Bunları neden anlatıyorum.

Yaratılan algının dışında CHP’liler gece gündüz mesai harcıyor.

Afyon’da milletvekili olmak adına yaratılan suni sorunlar inanın çok fazla kişiyi ilgilendirmiyor. 50’ye yakın kişi 4-5 grup halinde birbirlerinin eteğini çekiyor. Bu çekişmeyi vatandaş seyrediyor. Günü geldiğinde onları yapanlardan tek tek hesabını sorar.

Der ki:

Ülke yangın yerine dönerken sizler koltuk sevdası yüzünden bu örgütü küçülttünüz. Bu insanların umudunu boşa harcadınız. Hadi başka kapıya! Gerçek CHP’liler bunun hesabını mutlaka sorar.

ÜNİVERSİTE MEZUNU 4 GENÇTEN BİRİSİ İŞSİZ

Ülkemizde 12 yıl önce yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar karşıtı iddiası ile iktidar olanAKP’nin yaşattıkları ortada.

Yolsuzluk bitecekti. Katmerleşti yolsuzluk. Şimdi 4 bakan Yüce Divan’a gidecek mi gitmeyecek mi diye papatya falına bakılan bir ülke olduk. Para sayma makinelerini kasaları, ayakkabı kutuları, çikolata kutularını saymaya bile gerek yok.

Yoksulluk bitecekti. İnsanlar maden ocaklarında canlı canlı ölüme gittiler. Konya Ermenekli Recep Amca’nın yırtık lastik ayakkabısı bir tokat gibi yüzümüze vuruldu.

Ekonomik göstergeler ortada üniversite mezunu 4 gençten birisi işsiz.

Yasaklar bitecekti olmadı. Yayınlanmayan bir kitaptan dolayı insanlar yıllarca cezaevinde yattı. Daha dün 16 yaşındaki Konyalı Mehmet Emine hapse atıldı. Sadece düşüncesini söylediğinden dolayı.

Sözün özü:

2014 kara bir yıl olarak tarihimize geçti.

Unutmayalım ki

Tarihin en güzel yerinde son sözü inanan ve direnenler söyler…