“Sizin taptığınız tanrı benim ayaklarımın altındadır” dediği için taşlanarak öldürüldü.
Kimdi, aklıma gelmiyor.
Kim olması önemli değil. Yürekli, inançlı ve imanlı bir insanoğluydu.
Taşlayanlar bir süre sonra, “Bu meczup, ne diyordu?” diye merak edip, gösterdiği yeri kazarlar ve görürler ki, toprağa gömülü bir küp altın vardır.
Gün o gün değil mi dostlar?
Eyvah diyeceğimiz işler, eylemler ve söylemlerde bulunmuyor muyuz?
Atalar iki kere düşün, bir kere söyle demişler. Biz böyle miyiz?
Kimin arabası tantanalı, gösterişli, kim zengin ve sözü geçiyor, O’nun yanındayız. Çünkü onda para vardır.
Moda şimdi.
Adam namuslu, hiçbir yolsuzluk, usulsüzlük ve terbiyesizliğe bulaşmıyor. Esnaf, tüccar namuslu yollardan rızkını arıyor. Ayrılan rızkının peşinden koşup helal lokma yiyor.
Bu adama ne diyoruz? O işini bilmez, kokmaz, bulaşmaz.
Öbür tarafta her türlü dolabı, dümeni çevirip köşeyi kısa zamanda dönene ise akılı, uyanık, işini bilir diyoruz.
Birde laf uydurmuşuz.
Yalansız laf, haramsız mal üremez.
Şuna bak hele yahu!
Ya! Hu… Ağzımızdan çıkanı bile bilmiyoruz.
Hu’nun Allah (C.C) demek olduğunu yılar sonra öğrendik.
Hep aklıma gelir.
Elinde fenerle dolaşan Sinoplu Diyojen, gündüzleri sokaklarda, ‘adam arıyorum!’ diye bağırırmış.
Büyük İskender Anadolu’yu fethettiğinde, yolu Sinop’a düşmüş. Ünlü Diyojen bir fıçıda yatar kalkarmış. İskender saygıyla yanına yaklaşmış, ‘Dile benden ne dilersen’ deyince, ‘Gölge etme başka ihsan istemem’ karşılığını vermiş.
Şimdi fenerle çarşıda adam aramaya başlasan deli diye içeri atarlar.
Kaplumbağanın sırtındaki bağadan başka malı yok. Kurtların, kuşların bugünden yarına neyi var?
Âlemlere rahmet Hz. Muhammed, çoğu zaman bir hasırın üstünde yatıp, kalktı, uyudu.
Şimdiki bu saltanat sevdası nedir?
Nedir bu hırs, açgözlülük?
Adam 301 kişiyi öldürdü, elini sallayıp geziyor, jeeplere biniyor, apartmanlar dikmeye devam ediyor.
Vah vah!