Sarıkamış denince, yüreğime ince bir sızı düşer. 1914-1915 yılındaki Ruslarla olan, sonu faciayla biten ve kimilerine göre 90 bin, kimi tarih ve araştırmacılara göre 140 bin şehit verdiğimiz Osmanlı-Rus savaşları gelir aklıma.

Bundan 20 yıl kadar önce, yazdığım gazetede her yıl Sarıkamış özel sayfası yapmaya başladım. Bu sonu faciayla biten ve Anadolu çocuklarının, basiretsizlik yüzünden soğuğa ve Ruslara kırdırıldığı günleri, olayları çeşitli kaynaklardan incelemeye başladım.

93 harbi diye bilinen Osmanlı-Rus savaşı 1976-77 yıllarında yapılmış ve Ruslar İstanbul-Yeşilköy’e kadar işgal etmişler. Doğuda Artvin’e, Kars’a, Sarıkamış’a hatta Erzurum sınırlarına kadar işgal etmişlerdi.

Anadolu’da ebediyen kalacaklarını hayal ederek 30-40 yıl içinde yollar, köprüler, kiliseler, demiryolları hatta ve hatta yazlık saraylar yapmışlardı.

Kalıcılardı ve gitmeyi, Türk topraklarını terk etmeyi düşünmüyorlardı.

1881 doğumlu, sarayın damadı olan Enver Paşa bu toprakları, Ruslardan geri almayı kafaya koymuştu.

Enver Paşa zamanın iktidar partisi olan İttihat ve Terakki’nin en yetkili adamıydı. Devlette bir dediği iki olmuyordu, aynı zamanda genç yaşta Harbiye Nazırı yapılmıştı.

  1. Dünya Harbi patlamak üzereydi.

Enver Paşa Asya ve Kafkaslardaki Müslümanları yeniden Osmanlı bayrağı altında toplamak için harekete geçmişti.

Ruslar, Çanakkale’den geçen ve Karadeniz’e açılan Goben ve Breslav adlı iki Alman gemisine Rus limanlarını bombaladıkları için, Osmanlı bu gemileri satın aldık dediklerinden dolayı savaşa Almanların yanında girmiş oluyordu.

Böylece Ruslar, Kafkaslardan, İngiltere, Fransa, İtalyanlarda Ege-Çanakkale’den Osmanlı’yı sıkıştırmaya başlamışlardı. 3. Ordunun büyük bölümü, sıcak Arap ülkelerinin çöllerinden, yazlık elbise ve ayakkabılarla Ekim ayında Sarıkamış-Erzurum civarına gönderildiler.

Ordu hazırlıksız ve yorgundu.

Üst baş, silah ve mühimmat savaşa hazır değildi. 2 veya 3 gemiden bahsedilir. Hatta 2’de uçaktan bahsedilir. İstanbul’dan yola çıkar.

Elbise, yiyecek, mühimmat dolu bu orduya takviye edecek gemiler Ruslar tarafından Karadeniz’de yolda iken batırılır.

Ekim-Kasım aylarında kar-kış-fırtına başlar. Allahuekber dağları acımasızdır.

Türk ordusu, ilk zamanlarında Rusları püskürtmüş ve Rusları korkutmuştur.

Ermeni ve Gürcü’ler Ruslar’a binlerce askerle arka çıkmışlar, Ruslar’dan gelen takviye birlikleriyle 9. ve 10. kolorduları çevirmiş. İstasyon civarında yapılan süngü süngüye savaşlardı. Koskoca 2 kolordu yok edilmişti.

Eksi 40 dereceye varan acımasız soğuklara dayanamayan Türk çocuklarının çoğu aç biilaç soğuktan kırılmışlardır.

Sonuç ordu komutanı Hafız Hakkı Paşa dahil on binlerce askerimiz ya şehit olmuş, ya da bir bölümü esir edilerek, sivil vatandaşlarımızla birlikte Sibirya’ya çalışma kamplarına götürülmüş ve çoğu bir daha dönememiştir.

Bazı araştırmacılar savaşta ve sonuçta 500 bin insanımızın tecrübesizlikler yüzünden tarihe gömüldüğünü belirtirler.

Sarıkamış o nedenle bir faciadır.